TBMM insan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış da, "Dünyadaki ana aktörler, insan hakları konusunda samimi olmayıp, insan hakları adına dünyayı kan gölüne çeviriyor" dedi.
Uluslararası hak örgütleri, CIA'in işkence uçaklarıyla ilgili açıklamalarında, ABD'nin gizli hapishaneler ve sorgulama teknikleriyle ilgili bilgi vermesi gerektiğini, tutuluları hangi yasal zemine dayanarak elinde tuttuğunu açıklamasını ve bağımsız gözlemcilere izin vermesi gerektiğini açıkladı.
Örgütler, diplomatik güvencelere standart oluşturmaya çalışan Avrupa Konseyi ülkelerine, bu çabadan vazgeçmeleri gerektiğini söyledi.
Özkaya: Türkiye ikili anlaşmalardan kaynaklanan taahhütlerini açıklasın
İnsan Hakları ve mazlumlarla Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Genel Başkanı Cevat Özkaya, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın "tevil yollu ikrarı"yla, CIA uçaklarının terör zanlılarını toplayarak belli merkezlere götürdüğünün ortaya çıktığını söyledi.
Özkaya, ABD'nin "zorlayıcı sorgulama teknikleri"nin, şüpheli ve sanık haklarıyla ilgili bütün kuralları yok sayarak hareket etmesi, insan hak ve özgürlüklerine yönelik bir saldırı olduğunu söyledi.
Özkaya, CIA uçaklarıyla ilgili Türkiye'nin üzerine düşenleri şöyle özetledi:
* Resmi mercilerin haber ve izni olmadan CIA uçakları Avrupa havaalanlarına inemezler. Bu konuda Türkiye'nin üsleri ve hava sahasının kullanımı ile ilgili ikili anlaşmalardan kaynaklanan taahhütleri kamuoyuna açıklanmalıdır.
* CIA uçaklarının Sabiha Gökçen dışında başka hangi havaalanlarına ve ABD üslerine kayıtlı ve kayıtdışı olarak indiği ve hangi işler yaptığı araştırılmalı ve kamuoyuna açıklanmalı ve kesinlikle engellenmelidir.
* Hukuk dışı sorgu ve işkencelere katıldığı tespit edilen CIA görevlileri hakkında cumhuriyet savcılıkları tarafından soruşturma ve dava açılmalıdır. İşkence yapan görevliler hakkında tutuklama kararı verilerek infazı için Interpol devreye sokulmalıdır.
Özkaya, CIA uçağından inan kişilerin El Kaide üyesi olduğu iddiasıyla tutuklu bulunan Louai Sakka'yı sorgulamasıyla ilgili iddialara da değindi; bu olaydaki tutumunun, hükümetin Şemdinli olaylarını aydınlatmakla ilgili samimiyetini de ortaya koyacağını söyledi:
"Bu iddiayı sıradan bir kişi değil, sanığın avukatı ileri sürmektedir. Bu iddiayı tüm delilleri değerlendirip açıklığa kavuşturması gereken Adalet Bakanlığı ise açıklamayı yapan avukat hakkında soruşturma açmakla işe başlamıştır.
"Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği, bir kişinin kaçırılması ve Afganistan'da gizli bir cezaevine götürülmesi nedeni ile CIA hakkında dava açarken, Türkiye'de bu iddiaları ortaya atanlar hakkında soruşturma açılması kabul edilemez. Başkaca iddia, tanık ve delillerin ortaya çıkmasına mani olacak bu tutumdan vazgeçmek, hükümetin Şemdinli olaylarını aydınlatma konusundaki samimiyetini de ortaya koyacaktır."
Hak örgütleri: Diplomatik güvenceye standart oluşturmaya çalışmak hata
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Hukukçular Komisyonu (ICJ), orta bir açıklama yaparak Avrupa Konseyi ülkelerini uyardı.
Örgütler, Avrupa Konseyi üye ülkelerinin kişileri işkence riski altındaki ülkelere transfer ederken alınan diplomatik güvencelerle ilgili standart oluşturmaya yönelik her türlü öneriyi net olarak reddetmeleri gerektiğini dile getirdi.
Avrupa Konseyi'nin hükümet temsilcileri düzeyindeki toplantısı 7-9 Aralık tarihleri arasında, Strasbourg'da düzenleniyor.
Örgütler, işkencenin ve kötü muamelenin önlenmesiyle ilgili uluslararası hukukun, "kişilerin işkence veya kötü muamele görme olasılığı olan ülkelere gönderilmeme yükümlülüğünü (non-refoulement) de kapsadığını" anımsattı.
"Diplomatik güvence, devletler arasında bazen 'mutabakat belgesi' olarak da tanımlanan ve kişinin ülkeye nakledilmesinden sonra işkence ve kötü muamele görmekten korumayı amaçladığı iddia edilen anlaşmalardır.
"Diplomatik güvenceler için standartlar oluşturmaya çalışmak sadece bunların kullanılmasını teşvik etmeye, evrensel işkence yasağının altını oymaya ve eninde sonunda daha fazla kişinin ihlallere maruz kalmasına yarayacaktır."
Örgütler, Birleşmiş Milletler İşkence Özel Raportörü Manfred Nowak'ın "diplomatik güvencelerin, işkence ve kötü muameleye karşı koruma konusunda güvenilmez ve etkisiz olduğu" konusunda hükümetlere ısrarla uyardığını, bunu kullanmaktan kaçınmaları için çağrıda bulunduğunu da anımsattı.
HRW: Rice'ın yanıtı yeterli değil
İnsan Hakları İzleme Örgütü, ABD Dışişleri Bakanı Rice'ın Kiev'de yaptığı konuşmaya değinerek, "Rice, ABD'nin elinde tuttuğu tutukluların gördüğü muameleyle ilgili kilit sorulara yanıt vermedi" dedi:
"Rice, tutukluların yasadışı olarak tutulduğu Avrupa'daki gizli CIA merkezleriyle ilgili sorulara yanıt vermedi. ABD'nin sorgulama teknikleriyle ve işkence iddialarıyla ilgili sorulara değinmekten de kaçındı."
Örgüt, Bush yönetiminden ve Avrupa hükümetlerinden, tutukluların gizli hapishanelere nakledilmesiyle ilgili soruşturmalarda işbirliği yapmasını, ABD'nin, "kayıp" kişileri bilinen tutukevlerine nakletmesini, bu kişilerin tutuklanmasına dair yasal gerekçelerini açıklamasını ve bağımsız gözlemcilere izin vermesini istedi.
Örgütün Washington temsilcisi Tom Malinowski, "işkence ve diğer zalimce, insanlıkdışı veya onur kırıcı davranış veya cezalandırmalara karşı yasakların, ülkenin başkanı değiştikçe değişen bir 'politika' olmaması gerektiğini" söyledi:
"ABD senatörü John McCain, ABD hukukunda bu yasağın güçlendirilmesi gerektiğini aylardır savunuyor; ABD yönetimi senatörün çabalarına direnmekten vazgeçmeli."
Elkatmış: Dünyayı istedikleri gibi idare etmeye çalışıyorlar
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış da, 10 Aralık İnsan Hakları Günü'ne dair yaptığı açıklamada, CIA uçaklarıyla ilgili, "Dünya üzerinde gizli uçaklar dolaşıyor, gizli cezaevleri var. Dünyayı belli güçler istediği gibi idare etmeye çalışıyor. Bunu kabul etmek mümkün değil" dedi.
BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde belirtilen hak ve özgürlüklerin hâlâ sağlanmadığını belirten Elkatmış, şunları söyledi:
"BM de işlevsiz hale gelmiştir; güçlü devletlerin aracı olduğunu da hepimiz ibretle seyrediyoruz. İşte dünya üzerinde gizli uçaklar dolaşıyor, gizli cezaevleri var, gemilerde gizli cezaevleri var, sorgulamalar yapılıyor. Ama bunlardan hiçbirimizin bilgisi, haberi yok. Bu, insan haklarından geriye gidiştir."
"Dünyadaki ana aktörler, insan hakları konusunda samimi olmayıp, insan hakları adına dünyayı kan gölüne çevirmektedir. Dış müdahaleler için insan hakları meşruiyet kaynağı olarak kullanılırken, kendi ülkelerinde veya kendilerinin diğer ülkelerde işlediği insan hakları ihlallerini görmezden gelip, fütursuzca savunmaktadır." (TK)