Bin 243 sanıklı Dev-Sol ana davasında, savcının, cezalandırılmalarını talep ettiği sanıklardan bazılarının hayatta olmadığı ortaya çıktı.
Savcıya tepki gösteren sanıklar ve avukatları, mütalaanın 12 Eylül koşullarındaki sıkıyönetim askeri mahkemesi savcısının mütalaasından bile geri olduğunu söylediler.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 1981 yılında görülmeye başlanan 10 yıl süren ve 1991 yılında karar çıkan Dev-Sol davasını, 100 klasörün kayıp olması nedeniyle 2003 yılında bozmuştu.
Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün (Perşembe)gerçekleştirilen duruşmaya 18 sanık katıldı. Sanık avukatlarından Nebi Barlas ile Taylan Tanay 'ın hazır bulunduğu duruşmada Cumhuriyet Savcısı Cengiz Çalışkan esas hakkındaki 40 sayfalık mütalaasını sundu.
İstanbul 2 No'lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi ve Sıkıyönetim Askeri Savcılığı'nca hazırlanan iddianamelerle dava açıldığını belirten Çalışkan, davanın 825 suçu kapsadığını kaydetti.
Sanıklardan bazılarının THKP-C örgütü ile bağlantılı olduğunu, daha sonra Dev-Sol örgütü ile faaliyet gösterdiklerini ileri süren Çalışkan, örgütün lider kadrosu olarak belirttiği Dursun Karataş, Hüseyin Solgun , Murat Karabulut 'un da aralarında bulunduğu 163 kişinin "anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek" suçundan müebbet ağır hapis cezasına çarptırılmalarını istedi.
Çalışkan, diğer sanıkların da zamanaşımı süreleri dolduğundan haklarında açılan davanın ortadan kaldırılmasını istedi.
Avukat Nebi Barlas "Biz davanın ortadan kaldırılmasını, sanıkların beraatını isterken savcının sıkıyönetim kararından daha ağır bir görüşle TCK'nin 146. maddesi uyarınca ceza istemesini garip karşıladım. İlginç bir mütalaa. Bazı sanıkların iddianamede yer almayan eylemlerle ilgili de cezalandırılmaları istenmiş" dedi.
Avukat Taylan Tanay da, davanın kısa sürede bitirilerek kamuoyunun gözünden kaçırılmak istendiğini ifade ederek şunları söyledi:
"Her türlü hukuki nitelikten uzak bir mütalaa ile karşı karşıyayız. Ölmüş olan sanıklar hakkında da ceza istenmesi bunun göstergesidir. Örneğin sanıklardan Şaban Şen yaşamını yitirdi. Bütün sanıklara tebligat gönderilmezse kimin öldüğünü bilemezsiniz."
Duruşma, sanıklara mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları amacıyla süre verilerek 21 Eylül'e ertelendi.(KÖ)