Beyazıt Meydanı'nda yaklaşık üç yüz kişilik öğrenci grubu "Yüksek Öğretim Kurulu'na (YÖK) hayır" dedi. Bugün (6 Kasım 2007) 26. yıldönümünde, YÖK protestolarında gündem sınır ötesi operasyon oldu ve "savaşa değil eğitime bütçe" talebi öne çıktı.
İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi'nden slogan atarak çıkan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İstanbul 6 No'lu Üniversiteler Şubesi'nin yaptığı basın açıklamasıyla başlayan protesto Sirkeci tramvay durağından yürüyerek gelen grubun basın açıklamasıyla devam etti.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK) çağrıcılığını yaptığı Ankara'daki eylemi hatırlatan Eğitim-Sen "Türkiye gene bir linç atmosferine teslim oldu. Şoven kalabalıklara, provokatör kanaat önderlerine ve rektörlere üniversiteleri kışlalaştıran talimatları veren güvenlik bürokratlarına pabuç bırakmayacağız" dedi.
Yapılan diğer basın açıklamasında öğrencilerin vurguladığı sorunlar şunlar oldu:
"Ne AKP ne YÖK arasında süregelen yetki çalışması ne de işçi-emekçi düşmanı bir hükümetin kendini aklama referandumunda bizler tarafız. Yaratılan güvenlik paranoyaları ve ırkçı algıyla onaya sunulan sınır ötesi katliamların karşısındayız."
Liseli öğrenciler YÖK'ün üniversitelerde uyguladığı baskıcı zihniyetin ve hükümetin piyasaya hizmet eden eğitim politikasının liselerde de etkisini gösterdiğini söylediler.
"Sadece ÖSS'ye değil, kameralarla, özel güvenlik görevlileriyle baskı çemberine, devletin kesintilediği bütçenin karne, fotokopi, yakıt ya da kayıt paralarıyla öğrenciye mal edilmesine karşıyız."
"Irkçılığa, şovenizme, savaşa, tezkereye hayır, yaşasın halkların kardeşliği","Sermaye defol üniversiteler bizimdir", "Param yok, derdim çok, bu devlete verecek haracım yok, polis çok bilim yok", "Fermanları yaktık geri dönüş yok" "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganlarının atıldığı eyleme on kişilik Tersane İşçileri Derneği Birliği de (TİB DER) "Üniversiteler işçi çocuklarına kapatılamaz" pankartıyla katıldı.
Öğrencilerin protestosuna en renkli destek 65 yaşındaki ev kadını Cemile Acar'dan geldi. Acar gençliğinde yoksul öğrencilerin talebelerin devletten daha çok destek gördüğünü artık 'çocuk okutmanın' ekonomik olarak giderek zorlaştığını söyledi:
"Devlet zengin. Sular İdaresi'ndeydim. Faturalarımızı vergilerimizi ödüyoruz. Geçerken eylemi gördüm. Nereye gidiyor ödediklerimiz? Devletin gücü çok yoksulu okutsun" (EZÖ/NZ)