Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) eski başkanı Kemal Türkler'in öldürülmesiyle ilgili davada, sanık Ünal Osmanağaoğlu yine duruşmaya getirilmedi. Mahkeme davayı 23 Eylül'e erteledi.
Mahkeme dünkü (20 Temmuz) duruşmada, zamanaşımı riskini göz önüne alarak raporlu olan Osmanağaoğlu'nun bugünkü duruşmaya getirilmesini istemişti.
Ancak Türkler ailesinin avukatları, bugün saat 14:00'te başlayan duruşmada, Osmanağaoğlu'nun 11 Temmuz'da Ankara 1 no'lu F tipi cezaevinden Bandırma'ya sevk edildiğini öğrendiler. Cezaevinden mahkemenin dünkü talebine gelen yanıttaysa, "Zaman bakımından rapor alınması, sanığın getirilmesi mümkün değildir. Bakanlık onayı olmadığı için jandarma gereken hazırlığı yapamamıştır" yazılıydı.
Avukatlardan Ömer Kavilli bu durumu "Mahkemenin yargılama yetkisi gasp edilmiştir. Bu rapor alınırken mahkemeye acilen haber verilmeliydi. Bu da sanığın parçası olduğu örgütün çerçevesinde rahat hareket ettiğini gösteriyor" diye protesto etti. Osmanağaoğlu, dünkü duruşmaya 13 Temmuz tarihli 10 günlük bir doktor raporunu gerekçe göstererek gelmemişti.
Avukatlar, Osmanağaoğlu'nun getirilmesini isteyen mahkemenin kararını geç faksladıklarını savundukları adliye görevlileri hakkında da suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Davayı, Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak ve sanatçı Yusuf Çetin de izledi.
Zamanaşımı riski var
Türkler ailesinin avukatları, siyasi nedenlerle işlenen cinayetlerin insanlık suçu sayılması, bu nedenle de davada zamanaşımının uygulanmaması gerektiğini savunuyor. Mahkeme bu yola gitmezse, zamanaşımı süresi cinayetin 30. yıldönümü olan yarın doluyor. Bazı hukukçular, mahkeme sanığı mahkum etse dahi sanık avukatlarının temyize gitme ihtimali bulunduğundan zamanaşımının kaçınılmaz olduğunu da belirtiyorlar.
Avukat Kudret Yıldırım, işçi hareketinin önderlerinden Türkler'in 12 Eylül darbesinden günler önce öldürüldüğünü anımsattı; "Bu bir insanlık suçudur, zamanaşımı yürümez. Sanığın suçu sabittir, son sözünün sorulması abesle iştigaldir" dedi. Sanık avukatlarıysa "Son söz savunmanındır. Dava siyasi değil, hukukidir" dedi.
Bugünkü duruşmaya, daha önce beraat kararları veren mahkeme başkanı Ali Asker Kazak da gelmedi. Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu, 23 Haziran'da son beraat kararını bozarak, sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması doğrultunda karar vermişti.
"Ömrüm yettiğince mücadele edeceğim"
Öz duruşma çıkışında "Mahkeme görevini kötüye kullanmıştır. Sanığı çağırmaya bile gerek yok. Mahkeme Yargıtay'ın kararına uymak zorunda. Suç sabittir. Osmanağaoğlu mahkum olana kadar mücadele edeceğim" diye konuştu.
Türkler'in kızı Nilgün Soydan "Babam gözlerimin önünde vurulduğunda 18 yaşındaydım. Ben onu babama kurşun sıkarken gördüm. Yaşadığım sürece Osmanağaoğlu elimden kurtulamayacak. Gerekirse bir 30 yıl daha mücadele edeceğim"; Türkler'in eşi Sabahat Türkler de "Ömrüm yettiğince mücadele edeceğim" dedi.
Davaya avukat olarak katılan Türkler'in torunu Burç Akpınar'sa "Türkler vurulduğunda 1,5 yaşındaydım. Büyüdüm, okudum, mezun oldum, beş yıldır davaya giriyorum. Olayın fecaati buradadır"; Kavilli'yse "İletişim olanaklarına rağmen devletin birimleri haberleşememiş durumda. Mahkeme bilgisiz bırakıldı. Tek kişi suçlu değil, zincirin tüm halkaları sorumlu. 30 yıldır karara engel olanlar suçlu. Eylülde mahkeme Yargıtay kararına uymak zorunda" dedi.
Türkler için anma
Türkler yarın (22 Temmuz) öldürülüşünün yıldönümünde Topkapı Mezarlığı'nda anılacak. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi "Yarın 11'de anmaya gideceğiz. Cezaevi Müdürlüğü sanığı getirmiyor. Uzatmak için her şey yapılıyor. Vicdanen hukuken dava bizim için sonlanmıştır. Yargıtay'ın kararı ortada" diye konuştu. (TK)