TMMOB Kitapları sempozyumun amacını, siyasal iktidarın, her fırsatta basın önünde şeffaflık, katılım, bilgiye erişim gibi konuları demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğunu söylemesine karşın, Kamu Yönetimi ve idari Hukukunu ciddi şekilde değiştirecek, rejim tartışması yaratacak önemli bir yasa tasarısını tartışma ortamından uzak tutmak istemesi, Hükümetin ne yapmak istediği konusunda uyandırılan ciddi kuşkuları gidermek olarak açıklıyor.
Sempozyumun adıyla, "Reform Değil, Sosyal Devletin Tasfiyesi" başlığıyla yayınlanan kitap, görüşlerini sempozyumda ifade eden katılımcıların sunuşlarını kapsıyor ve Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısının ortaya atılmasının ardında duran gerekçeleri irdeleyerek, gerçekleri kamuoyunun bilgisine sunmayı amaçlıyor.
Kamu Yönetimi Temel Kanunu Taslağı adı altındaki düzenlemelerin tam anlamıyla bir aldatmaca olduğunun altını çizen TMMOB Kitapları, sempozyumda tasarının Türkiye'nin küresel kapitalizme eklemlenme çabasının ürünü olduğu sonucuna varıldığını saptıyor.
Kitabın tanıtıldığı sunuşta şu saptamalar yapılıyor:
* Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı, ülkemizin uluslararası sermayenin sınırsız ve kuralsız egemenliğine teslim edilmesi sürecinde önemli bir aşamadır.
* Tasarıdaki demokrasi, katılım, şeffaflık, bilgiye erişim, vb. içi boşaltılmış kavramların, eğreti duran genel doğruların arkasında, kamusal alanın, sosyal devletin tasfiyesi gizlenmeye çalışılmaktadır. Halkın ve emekçilerin katılım ve uygulamada denetleme hakkına ilişkin en küçük bir mekanizma dahi bulunmamaktadır.
* Yoksulluğun yaygınlaştığı ve derinleştiği ülkemizde, toplumun temel ihtiyaçlarının karşılanmasını esas alması gereken kamu hizmeti ticari bir işletmeye dönüştürülmekte, merkezi hükümetten yerel yönetimlere ve oradan da özelleştirilerek sermayeye devredilmesi hedeflenmektedir.
* İnsanca yaşamın, eğitimin, sağlığın, sosyal güvenliğin bir hak olduğu ve devletin görevinin bütün yurttaşların bu haklardan parasız, sürekli ve eşit olarak yararlanmasını sağlamak olduğu unutturulmak istenmektedir.
* Kamu hizmetinin tasfiye sürecinde çalışanlar da, önce sözleşmeli statüye geçirilerek, aynı tasfiye sürecine sokulmaktadır. Keyfiyete, güvencesizliğe, kuralsızlığa ve örgütsüzlüğe açık bir istihdam modeli öngörülmektedir.
* Kamu, denetim işlevinden vazgeçerek, teftiş kurullarını lağvetmektedir. Sayıştay denetimi ise, dış denetim için yeterli yapılanma içinde bulunmamaktadır. Hükümet, bu düzenlemeye eklemlemeyi düşündüğü kamu personeli, yerel yönetimler, imar ve belediye gelirleri düzenlemesiyle birlikte, kamusal alanı bütünüyle tasfiye ederek; ülkemizi küresel sermayeye ve sömürge koşullarına teslim etmektedir. (EK)
Kitabın pdf formatındaki web versiyonuna ulaşmak için tıklayın.
[http://www.tmmob.org.tr/modules/books/pdf/kytk.pdf]}>