Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu'nun oturum başkanlığını yaptığı toplantıda İstanbul Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos, Türkiye Ermenileri Patriği 2. Mesrob ve Türkiye Musevileri Hahambaşı İzak Haleva birer konuşma yaptı.
Bardakoğlu: Bu dini bir toplantı değil
Toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, 1. Hatay Medeniyetler Buluşması'nın, bazı çevrelerce iddia edildiği gibi dini bir toplantı olmadığının altını çizdi, "Bu büyük buluşma dini toplantı değildir. Tam aksine düşünce ve kültür sempozyumudur. Ancak barış ve huzur içinde yaşamak, yaşayabilmek için dine de ihtiyaç vardır" dedi.
Herkesin karşılıklı olarak ifade özgürlüğü olduğunu söyleyen Bardakoğlu, bu bağlamda herkesin üstüne düşeni yapması gerektiğini savundu.
Mesrob: Barış için eğitim ve kaynaklar eşit paylaşılmalı
Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II, dünyanın dinle çelişerek adeta anlaşmazlıkların, savaşların ve nefret kampanyalarının mekanı haline geldiğini ifade ederek başladığı konuşmasında, "Ne yazık ki, herkes kendini kurtarma çabasında. Tok açın halinden anlamıyor. Daha fazla para için bütün değerler ayaklar altına alınıyor. Ve bazen de din buna alet ediliyor" dedi.
Mesrob, "Barış sadece bir şekilde sağlanabilir. Herkes hak ettiğine ulaşarak. Barışın iki temel unsuru ise eğitim ve doğal kaynaklardır. Bu iki unsurun eşit bir şekilde insanlara paylaştırılması gerekiyor. Ancak bugün yaşadığımız dünyada en yoksul ile en zengin insan arasında 900 kat fark vardır" dedi.
Barış, hoşgörü, kardeşlik sözlerinin bazen soyut anlamda kaldığını ifade eden Mesrob, bu sözlerin somutlaşması gerektiğine inandığını ifade etti.
Bartholomeos: Diyalog iki taraflı bir süreç
Rum Ortodoks Patriği Patrik Bartholomeos ise, "Dünyamız geçtiğimiz yüzyılın son on yılından başlayarak, farklı gerginliklerin tüm etkilerini, her alanda güçlü bir şekilde hissetmektedir. Bilim-teknik alanında yaşanan son derece hızlı gelişmelerin, olumlu ve olumsuz bir ürünü olarak küreselleşme, gezegenimizin en ücra köşelerinde bile etkilerini tüm ağırlığıyla göstermektedir" dedi.
Bartholomeos, diyaloğun iki taraflı bir süreç olduğuna dikkat çekti:
"Bütün bu olumlu sürece rağmen bazı hususları göz ardı etmemeyi, objektifliğin gereği saymaktayız. Diyalog her şeyden önce iki taraflı bir süreçtir ve tarafların empati kurmaları bunun ön şartıdır. Bu noktada bizlerin haklı olarak beklediğimiz empatiyi, belki de yeterince hissedemediğimizi üzülerek ifade etmek isterim. Ayinlerimizi gövde gösterisi, ziyaretlerimizi misyonerlik olarak algılayan zihniyeti anlamakta güçlük çekiyoruz. Gerçek niyetlerini başka şeylerin arkasına saklayarak Patrikhanemiz ve cemaatimiz üzerinden politika yapmaya çalışanların gayretlerini üzüntüyle karşılıyoruz."
Haleva: Medeniyetler kendini tahrip ediyor
Üçüncü ve son konuşmacı, Türkiye Museviler Hahambaşı İzak Haleva ise, Tevrat'tan verdiği örnekler sonrasında, günümüzde dünya medeniyetinin kendini tahrip etme eğiliminde olduğuna dikkat çekti.
Dünyada her üç buçuk saniyede bir insanın açlıktan öldüğünün altını çizen Haleva, bu rakama Afrika'da her otuz saniyede sıtmadan ölen bir çocuğun dahil olmadığını söyledi.
"Bugün dünyamızda her yıl altı milyon çocuk kötü beslenme nedeniyle henüz 5 yaşına basmadan can veriyor. Afrika'da neredeyse nüfusun yarısı temel besin maddelerine ulaşma imkanlarından tamamen yoksun. Hırsızlık, gasp, soygun, ırza geçme ve daha pek çok suç türü ve ahlaksızlık aldı başını gidiyor. Bugün dünyada temel eğitim alamamış 114 milyon çocuk, okuma yazma bilmeyen yaklaşık 600 milyon kadın var. Uyuşturucu maddeler arzı o kadar gelişti ki, kendine yeni pazarlar arama adına ilköğretim çağını yaşayan çocukların arasına girdi." (TK)