Yılda ortalama 250 bin ton tohumluk ve yemeklik patates üreten Bolu'nun çiftçisi, kelimenin tam anlamıyla kan ağlıyor. Çiftçilerin kendi ifadesine göre; "Bolu'nun toprağının Türkiye'ye gübre olmasına rağmen" Bolu'da dekar başına üretim en fazla 4,5 tonda kalıyor. Çiftçi Selim Aydın, "Ne bir kooperatifimiz, ne de bir soğuk hava depomuz var. İthal tohum fiyatları, masraflar yine patatesi tarlada bırakacak. Ama Nevşehir'den Bolu'ya tohumluk almaya gelenleri görünce zorumuza gidiyor" diyor.
Çiftçiler, Ziraat Odası'na karşı da kızgınlar. Oda'nın tüccarlık yapacağına kendi işine bakmasını isteyen üreticiler, "Oda tohum satıp gereksiz adamlara maaş ödeyeceğine, adam gibi işini yapsın" diyorlar. Bolu'da patates denilince akla gelen ilk uzman isim Halit Ulaş ise, "Patates üreticileri de tavukçular, sütçüler ve yemciler gibi örgütlenmeli, tohumculuğa yatırım hızlanmalı, patates endüstricileri de sözleşmeli üretime ağırlık vermelidir" şeklinde konuşuyor.
"Mahsül elimizde kalacak"
Bu haftadan itibaren patates sökmeye başlayacaklarını ifade eden üreticiler, kelimenin tan anlamıyla kan ağlıyor. İthal tohum ve yeterli gübrelemeyle, dekar başına en fazla 4,5 ton mahsül elde edeceklerini kaydeden çiftçiler; fukaranın kurtarıcısı, zenginin çerezi patatesin para etmemesinden şikayetçiler.
Mahsülün tarladan söküm anında yok pahasına aracılar tarafından alınacağını söyleyen çiftçilerden Selim Aydın, "Soğuk hava depomuz yok. Bunun için herkes aynı anda patatesi pazara sokmaya çalışıyor. Bu da piyasada patates fiyatlarını baskılıyor. Depolama kolaylığımız olsa, arza daha farklı cevap vereceğimiz gibi fiyatlar da daha istikrarlı olacaktır" diyor. Çiftçinin en büyük sorunlarından bir diğerinin Bolu'da patates kooperatifi olmaması olduğunu söyleyen üretici Selim Aydın, "Hep çıkmaz içindeyiz. İthal tohum, ilaçlama, gübreleme ve sonuç masraflarla birlikte hüsran oluyor. Bize sahip çıksınlar. Patates üreticisi kan ağlıyor, mahsulümüz elimizde kalacak" şeklinde konuşuyor.
Bolu'da dekar başına 50 ton gübreyle 4,5 ton mahsül almalarına karşın, Nevşehir üretcisinin dekar başına 300-500 ton arası gübre döktüğünü ve 8,5-9 ton mahsül aldığını anlatıyorlar. Ancak, Bolu patatesinin her zaman daha lezzetli ve daha uzun ömürlü, dayanıklı olduğuna da vurgu yapıyorlar.
"Ziraat Odası tüccarlığı bıraksın"
Çiftçi Selim Aydın'la görüştüğümüzü görüp gelen bir başka çiftçi ise Ziraat Odası'na kızgın. Odanın tohum satıp tüccarlık yapmaktan başka hiçbir işi olmadığını söyleyen çiftçi, "Oda tohum satıp gereksiz adamlara maaş ödeyeceğine, bir kooperatif kurmamıza, bir soğuk hava deposu yapılması için yetkililerin harekete geçmesine katkı versin" diye öfkeyle konuşuyor. Daha sonra çiftçiler hep birlikte; "Patates diyarı Bolu'da hala bir kooperatif ve soğuk hava deposu olmamasının en baş sorumlusu Bolu Ziraat Odası'dır" diyorlar.
"Örgütlenmeleri lazım"
Bolu'da patates denince akla ilk gelen isim Halit Ulaş ta, bolununsesi'nin sorularına içtenlikle cevap veriyor. Patates üretiminde Bolu'nun daha iyi bir noktaya gelmesi için karşılıksız bir çok çalışmada öncü olarak ismi geçen Halit Ulaş, asıl sorunun Bolu'da patates üreticisinin örgütlenememek olduğunu söylüyor. Örgütlü çiftçilerin tohumculuk konusunda Bolu'yu yeniden lider yapabileceğini savunan Ulaş, önce tohumculuğun gereklerinin uygulanması geektiğini ve uzun vadede Bolu'nun yeniden patatesin merkezi olabileceğini kaydediyor.
Ulaş kuralları şöyle hatırlatıyor;
1- Uygun birleştirilmiş tarlalarda iyşi toprak hazırlığı, 2- Bu tarlalarda en çok 4 yılda bir patates dikilmeli, 3- İthal tohuma bağlı olduğumuz için en iyi tohumluklar, komşu tarlalarda dikilmeli, 4- Dikim sonrası sertifika belgesi için tarlada ve depoda bakanlıkla işbirliği yapılması, 5- Hastalıklar ve zararlılar tekniğe uygun kontrol edilmeli, 6- Seleksiyon (patates ayıklama) gerektiren hastalıklar en aza indirilmeli, 7- Ürün uygun koşullarda depolanmalı"