Grev hakkı, toplu sözleşme hakkı ve siyasete katılım hakkının önemli olduğunu; hükümetin bu haklarla ilgili düzenlemeleri "önümüzdeki yasama yılı içinde" yapmayı taahhüt ettiğini söyleyen Türkdoğan, "Bu taahhütler yazıya geçti fakat daha kesin bir dil kullanılmalıydı" dedi.
Disiplin cezalarının demokratik haklarını kullanan sendika üyelerine karşı kullanıldığını söyleyen Türkdoğan, "yüz kızartıcı suçlardan alınan disiplin cezalarına af getirilmemesini" eleştirdi.
Görüşmelere üç konfederasyon katıldı
Bu seneki toplu görüşmeler 15 Eylül'de başladı, 30 Eylül'de sona erdi. Toplantıya 11 hizmet kolunun temsilcileri katıldı.
Üç hizmet kolunda Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı sendikalar; Eğitim-Sen, Tüm-Bel-Sen ve Kültür Sanat-Sen görüşmelere katıldı.
Diyanet-Sen'i temsilen Memur-Sen ve kalan yedi iş kolunda da Kamu-Sen görüşmelerde bulundu.
KESK 297 bin, Kamu-Sen 340 bin, Memur-Sen de 30 bin kamu görevlisini temsil etti. KESK, görüşmeler sonucunda oluşturulan toplu görüşme tutanağını, bazı maddelerine şerh koyarak kabul etti.
KESK'in itiraz noktalarını açıklayan metne buradan ulaşabilirsiniz.
"Görüşmeler toplu sözleşme mantığına aykırı"
Şu an sürdürülen toplu görüşmelerin yöntem olarak yanlış ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) mantığına aykırı olduğunu vurgulayan Türkdoğan, "Toplu sözleşme sistemi olmayan görüşmelerde devlet üç konfederasyonla tüm memurları kapsayan bir biçimde konuşuyor" dedi.
"Sendikaların yetki meselesini hizmet kolu bazında ele alıyorsunuz fakat farklı hizmet kolları ile birebir görüşme yapmıyorsunuz. Dolayısıyla kuruluşlar, hizmet kollarının özgün sorunlarını görüşemiyorlar".
Görüşmeler sırasında mali işler ve sosyal haklar için iki komisyon kurulduğunu söyleyen Türkdoğan, "Mali işlerin içine geçmiş ekonomik kayıplar ve 2005 ücret artışları, kira yardımı, aile yardımı, gıda, ulaşım gibi para ile ilgili konular giriyor.
Çalışma şartları, hukuk, sosyal güvenlik gibi özlük hakları ise sosyal hakların içine girdi. Atama, nakil, sicil işlemleri dahi burada ele alındı. Toplu sözleşme yasaklarının kaldırılması gibi meseleler konuşuldu" dedi.
"Disiplin cezaları baskı unsuru"
Disiplin cezalarının affının önemli olduğunu belirten Türkdoğan, "KESK son beş yıllık süreçte demokratik tepkilerini göstermek yüzünden verilen disiplin cezaları nedeniyle çok zor durumda kaldı. 10 binlere varan disiplin cezaları verildi" dedi.
İkinci komisyon raporunda kamu görevlilerinin yüz kızartıcı disiplin cezaları ile ilgili af çıkmasının kabul edildiğini söyleyen Türkdoğan "Fakat son tutanakta bu ifade 'yüz kızartıcı suçlar hariç verilen disiplin cezaları' şeklinde yer aldı" dedi.
"Taahhütler yazıya döküldü"
Hükümetin grev hakkı, kamu çalışanlarının siyaset yapabilme hakkı ve toplu sözleşme hakkı ile ilgili düzenlemeleri önümüzdeki yasama yılı içinde yapmayı taahhüt ettiğini belirten Türkdoğan, "Geçtiğimiz yıl sözlü olarak verilen taahhütler bu sene yazıya geçti" dedi.
Türkdoğan, "Bizim bu konularda tabii ki bir itirazımız yok. Biz metnin yazılış ve ifade biçimine şerh koyduk. Çünkü bu haliyle metin hükümete açık kapılar bırakıyor ve takdir hakkı tanıyor. Oysa daha kesin ifadelerle bu taahhüdün ifade edilmesi gerekirdi" dedi.
Türkdoğan, "Bundan sonra bu sözlerin takipçisi olacağız ve gereklerinin yapılmasını sağlayacağız" dedi.(ÖG/EÜ)