Zamanın Sanayi ve Ticaret Bakanı olan Anavatan Partisi (ANAP) Ordu Milletvekili Şükrü Yürür'ün girişimleriyle Ünye şehir merkezine 5 kilometre mesafede Göbünalcı Köyü'nde yapılan havaalanı, 13 yıl sonra inekler için mera, fındık mahsulü zamanı harman görevini yapıyor.
1989'da Bakan Şükrü Yürür Hükümet'ten de destek alarak doğduğu ilçeye havaalanı yapılmasına karar verdi.
İlk etapta pervaneli uçakların inip kalkacağı bir havaalanı yapılmasıyla başlanan çalışmanın, zaman içinde büyütülerek uluslararası boyutlara taşınması hedefleniyordu. Pistin yapılmasının ardından hiçbir alt yapı çalışması gerçekleşmeyince ve zamanın siyasi tartışmaları içerisinde konu gündemini yitirince, Ünye'ye havaalanı yapılması fikri sürekli askıya alındı.
Pakdemirli'nin Pırpırı
1991 yılında önce Anavatan Partisi (ANAP) Genel Başkanı ardından Başbakan olan Mesut Yılmaz'ın erken seçim kararı almasının ardından, Ünye Havaalanı partililerin propaganda malzemesioldu. 3 yıldır pisti hazır halde bekleyen havaalanı, zamanın Ulaştırma Bakanı, Ekrem Pakdemirli'nin bizzat kullandığı bir pırpır uçağı indirilerek hizmete açıldı.
Aynı hükümette Devlet Bakanı olan bugünün Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Refaaddin Şahin'in girişimleriyle, doğa şartları sebebiyle bozulmuş ve aşınmış olan piste yeniden beton döküldü. Söz konusu hükümet Samsun'un Çarşamba İlçesi'ne yapılan uluslararası havaalanına daha çok önem verince, Ünye'ye havaalanı 13 yılda bitirilemedi.
Havaalanı çılgınlığı
Sunay Demircan Radikal Gazetesi'ne 17 Aralık 1999'da yazdığı yazıda Edirne, Bozcaada, Nevşehir, Hatay'da neden havaalanına gerek var? Isparta'ya neden
gerekmişti diye sormuştu.
...Bugünlerde düşünmekle, danışmakla içinden çıkamadığım bir konu var ki, o da havaalanı çılgınlığı. Aklı evvellerin, baba erenlerin ve de her türlüsünden tavus kuşu kanatlı muhteremlerin "pes" dedikleri, sırt üstü er meydanına uzanıp, gıptayla izledikleri bir çılgınlık bu. Haydi buyurun bakalım işin kendiliğinden menkul değerlerini keşfetmeye.
Efendim, konu aslında son derece basit. Bir büyüğümüzün "her ile bir havaalanı" nutkunun ardından, büyük ülkemizin her iline havaalanı gerektiğinin keşfedilmesi ile başlar bu akım (tıpkı her ile üniversite gibi).
Önce illerde, siyasilerimiz, valilerimiz ve müteahhitlerimizden oluşan minik minik "havaalanı icra heyetleri" kuruldu.
İlk iş olarak her ne pahasına olursa olsun bir havaalanı yapma konusundaki müşterek kararlılık ve ülkü beyan edildi ki, dost düşman çatlasın.
Sonra uygun bir yer arandı, "düz olsun da, isterse deniz olsun" anlayışıyla. Oysa koca ülkede bir avuç düz alan vardı, onlar da meralar, tarım alanları ve sulak alanlardı. Olsun, kime ne?
Derken iş bölümü yapar icra heyeti arasında. Parlamenterimiz bu hizmeti DPT yatırım programına aldırma işini üstlenir ki, iş resmiyet kazansın (örneğin bu yıl 15 havaalanı, 1 milyon TL'lik sembolik ödeneklerle yatırım programına alındılar bu yolla).
Ey sabır sebat sahibi okur sıkı dur, bu hizmet aşkı ile memleketimizde üzerinde bırakın uçağı, kuş bile uçmayan ve uçmayacak olan neredeyse 15 havaalanı yapıldı ve yapılıyor: Zonguldak, Sinop, Manisa, Kastamonu, Eskişehir, Balıkesir, Bursa, Aksaray, Niğde, Ordu, Ardeşen, Bozcaada, Sarıkamış, Tokat, Merzifon, Çorum, Karaman ...
Örneğin, Çorlu'da havaalanı var. Edirne bir saat uzaklıkta, o da istiyor. Zaten Çorlu çalışmıyor Edirne nasıl çalışacak? Olsun, orası Osmanlı'nın başkentiydi, esirgememek gerek! Ya Aksaray? 80 km. yanında Nevşehir havaalanı yapılıyor, hemen dibinde Niğde'ye de, Konya'da zaten var. Aksaray'a ne gerek? Haydi ağa gönlümüzden o da koptu, ya Karaman'a ne diyeceksiniz?
Buralara gidin insanları görün, bir sonbahar günü harala gürele keçi pisliklerini toplayıp tezek sıkıştıran. Halkının çoğunun kışı donmadan geçirmesi keçi ve koyun pisliğine bağlı bir bölgede, dizi dizi havaalanı. Kim binecek bu uçaklara? Nereye gidecekler?
Bir zamanlar Tokat Vekili Ali Şevki Erek Ulaştırma Bakanı oldu, açtı Tokat'a havaalanı, koydu uçak seferlerini. Uçaklar boş boş inip kalktılar Tokat'a. Sonra Yaşar Topçu (Sinop Vekilimiz) oldu Ulaştırma Bakanı, Sinop'a bir havaalanı yaptı, uçak seferlerine başladı THY. Yolcu yok tabii (not: bu vekillerimizin bakanlıkları sona erince havaalanları kapatılmıştır).
Ya Hatay havaalanı? Hatay bu konuda en isteklilerden. O kadar ki, uzmanlar "orası batı palearktik bölgenin en önemli kuş göç yoludur, yüz binlerce kuş yılda iki kez bu alandan göç ederler ve uçuş güvenliğini tehdit etmektedirler, sırf bu yüzden Türk Hava Kuvvetleri ve işbirliği yaptığı İsrail Hava Kuvvetleri bu bölgede uçuşu yasaklamışlardır" demesine rağmen, icra komitesi çalışmalarını bölgedeki üniversitenin bilimsel ışığı altında sürdürüyor.
Biliyorum sıkıntıdan içinize fenalık geldi ama Ünye'yi anlatmadan dünyada bırakmam. Ünye Ordu'nun şirin bir ilçesi. Alay etmek için söylemiyorum, gerçekten severim Ünye'yi. Temizdir, rahattır, huzurludur, bir eksiği havaalanıdır, şimdi ona da kavuşuyor.
Ünye'de havaalanı yapacak düz yer olmaması gibi küçük bir sorun doğar gibi olduysa da, demokrasiye ve onun içinde çareler bulmaya alışık Türk mühendis ve müteahhidi çareyi buldu hemen. Japonlar Tokyo'ya nasıl yaptılarsa bizde öyle yaparız. Oldu da bitti maşallah, deniz doldurulacak inşallah! (NK)