Tutukluluk kararına itiraz için avukatı aracılığıyla bir üst mahkemeye başvuran Konyar'ın bu talebi reddedildi.
Bildirimde bulunamadı
Konyar, 12 Nisan (Cuma) günü Soma Eğitim-Sen Temsilciliği'nde yapacağı basın açıklaması için sözlü bildirimde bulunmak amacıyla Soma Polis Karakolu'na gitmişti.
Burada polislerin "savcılıktan izin al" uyarısı üzerine Konyar, kapalı yerlerde yapılan açıklamalarda izin alınması gerekmediğini hatırlatmış, polislerle arasında tartışma çıkmıştı.
İki polisin tanıklığı
Tartışmada Konyar, "emniyet güçlerine hakaret" ettiği iddiasıyla önce gözaltına alınmış, ardından çıkarıldığı mahkemede iki polisin tanıklığıyla tutuklanarak Soma Cezaevi'ne konulmuştu.
Dün bir üst mahkemeye başvurarak karara itiraz eden Konyar'ın avukatı Kamuran Akdemir itirazlarının da keyfi şekilde reddedildiğini söyledi.
Oktay Konyar, savcılık iddianamesi hazırlanıp mahkemeye çıkana kadar tutuklu kalacak.
Partilerden destek
Kuzey Ege Gazetesi'nden İsmet Baytak'ın haberine göre, Soma'daki, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Emeğin Partisi (EMEP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile sendikalar cezaevi için gerekli giyecek ve değişik malzemeleri Konyar'a ulaştırdılar. Baytak'ın haberi şöyle:
Oktay Konyar daha önce yargılandığı, 28 Kasım 1999 tarihinde, "Tenekeli Eylem" olarak isimlendirilen eylem nedeniyle 18 ay hapis cezası almış, "geçmişte mahkumiyeti bulunması ve suç işleme eğilimi dikkate alınarak" ceza tecil edilmemişti.
Bu karar henüz temyizde sonuçlanmamış durumda. Temyizin sonucu sürmekte olan 5-6 değişik davaya da emsal olması bekleniyor.
Halen Soma Cezaevinde yatmakta olan Oktay Konyar'ın midesinde, akciğerinde ve boynunda sağlık sorunları var.
"Kirli altın":
Oktay Konyar Soma'ya hareketinden önce Kuzey Ege gazetesine yaptığı bir ziyarette Normandy Şirketinin Başbakan Bülent Ecevit ile görüşerek, Ovacık'ta üretilen altından verilmesi konusunda bir açıklama yapmıştı. Konyar açıklamasında şunları söyledi:
"Onca yıllık mücadeleye, o yörede yaşayan insanlara, hukuka, bilime karşı çıkan altın kirli altındır. Yurttaşı, devleti ve hukuku inciterek, onun onurunu kırarak yeni bir Susurluk süreci ülke gündemine oturmaktadır. Bergama köylüleri yaşam haklarını demokratik hak arayışı olarak ülkenin ve dünyanın gündemine yerleştirdiler.
Sayın Başbakan'ın 1976 yılındaki bir sözü bizim mücadele sürecinin başlangıcıdır. Çünkü o demiştir ki; 'Dünyanın hiçbir ülkesinde halka rağmen, halka karşı bir şey yapılamaz' biz bu sözün arkasında duruyoruz."
(İB/BB/)