Niyazov rejiminde basın ve ifade özgürlüğünün çok ağır baskılarla karşılaştığını bildiren uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, yönetimi geçici olarak elinde bulunduranlara çağrı yaparak, özellikle Türkmenistan hapishanelerinde çok zor koşullarda kalan gazeteci ve insan hakları savunucularının bulunduğunu, çoğu kez yabancı basınla çalışmakla suçlanan bu kişileri serbest bırakmalarını istedi.
Ogulsapar Muradova da işkence altında öldü
Ülkelerinde demokrasi için mücadele veren Annakurban Amanklytchev, Sapardurdy Kaciec ve Ogulsapar Muradova Haziran 2006'da tutuklanmışlardı. Gazeteci olan ve Türkmenistan'daki Helsinki Vakfı'nda çalışan üç kişiden Muradova, geçen eylül ayında işkence altında 58 yaşında yaşamını yitirmişti.
Vatandaşlarının neredeyse tamamına ülke dışına çıkma yasağı koyan Türkmenistan'ın Orta Asya'nın en baskıcı ülkelerinden olduğunu savunan RSF, Niyazov'un kendi kutsal kişiliğini ülke çapında yaygınlaştırdığını, Türkmenistan'ın bağımsızlığını ilan ettiği 1991'de Cumhurbaşkanı seçildiğini ancak zamanla Başbakanlık ve ülkede yasal tek parti olan partisinin liderlik görevini de kendine bağladığını bildirdi. Niyazov, 1999'da kendisini hayat boyu Cumhurbaşkanı seçti.
Basın özgürlüğünde, dünyanın en kötülerinden...
Geniş akaryakıt kaynaklarına sahip olan Türkmenistan'ın insan hakları sicili ise pek parlak değil. Türkmenistan, RSF'nin her yıl 168 ülkeyle ilgili yayımladığı son Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması'nda sonuncu Kuzey Kore'den önce 167. sırada yer alıyor.
Türkmen Devlet televizyonu, Türkmenbaşı'nın 24 Aralık Pazar günü düzenlenecek bir törenle toprağa verileceğini bildirdi. Devlet televizyonu, devletin, ömür boyu liderleri Saparmurat Niyazov Türkmenbaşı'nın siyasetini içte ve dışta aynen sürdüreceğini bildirdi. Açıklamada, Türkmenistan'ın uluslararası yükümlülüklerine ve ikili anlaşmalara saygı göstereceği belirtildi. (EÖ/TK)
* Bu haberi Erol Önderoğlu derledi.