TELE1'deki "4 soru 4 yanıt" programında Abdullah Öcalan'la ilgili açıklamaları nedeniyle hedef gösterildikten sonra "suçu ve suçluyu övme" iddiasıyla tutuklanan Merdan Yanardağ üç ayı aşan tutukluluğunda ilk kez hakim karşısına çıktı.
Çağlayan’daki İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma öncesinde gazeteciler, basın meslek örgütleri, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları ve yurttaşlar adliye önünde eylem yaptı. ‘Adalet’ istedi.
Eylemin ardından kitle adliyeye, duruşmanın yapılacağı kata çıktı. Ancak burada güvenlik personeli ve polis duruşmayı izlemek isteyen kitleyi duruşma salonunun olduğu koridora sokmadı.
Avukatları ve milletvekillerini alan kolluk, yoğun tartışma sonrası gazetecilerin içeriye girmesine izin verdi. Yurttaşlar ise duruşma salonunun olduğu bölgeye girmek için mücadele etti.
Fakat problem salonun önünde de yaşanmaya devam etti. Mahkeme salonunun küçük (20 kişilik) olması burada izdihama yol açtı.
Yanardağ'ın avukatlarının sadece aile bireyleri ile sınırlı sayıda gazeteci alınacağını açıklaması avukatlar, gazeteciler ve siyasiler arasında tartışmaya neden oldu.
Duruşma salonuna sadece birkaç gazeteci girebildi. Duruşmaya izlemeye gelen Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Scott Griffin başkanlığındaki Uluslararası Basın Enstütüsü (IPI), Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi'nden (ECPMF) Gürkan Özturan ile birlikte TGC, TGS ve DİSK Basın İş'ten temsilciler salona alınmayınca adliyeyi terk etti.
Yaşananlarla ilgili bianet'te konuşan Erol Önderoğlu adliyenin fiziki koşullarını ve önlem almayan yetkilileri eleştirdi:
3 aylık tutukluluktan sonra Merdan Yanardağ'ın ilk kez çıkarıldığı mahkemede davaya ilgi haftalar öncesinden belliyken duruşma kaotik ve skandal fiziki şartlar nedeniyle zamanında başlayamadığı gibi gereksiz şekilde davaya ilgi gösteren basın mensuplarını avukatları ve milletvekillerini karşı karşıya getirdi.
Yüzlerce kişinin koridorda beklediği ve her geçişte büyük sıkıntı çektiği yargılama günü izleyicileri 20 kişilik bir salon karşıladı.
Bu tutumun sadece öngörüsüzlükten kaynaklandığına inanmakta yaşanan bu izdiham ve gerginlikler nedeniyle zorluk çekiyoruz.
Uluslararası gazetecilik örgütleri olarak duruşma salonunun dışındayız.
Bu sahnelerin adliyede muhabirlik yapan arkadaşlarımızın günlük sıkıntılarının bir parçası olduğunu tekrarla hatırlatıyor yetkililerden yoğun ilgili duruşmaların organizasyonunda sorumlu davranmaya çağırıyoruz.
Sınırlı izleyici kitlesiyle başlayan duruşmada Yanardağ, 10 yıl 6 aya kadar hapis istenen iddianameye karşı savunma yaptı.
Davanın basın ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmak isteyen baskıcı otoritenin, insanları korkutarak sindirmeye çalışması için açıldığını söyledi. "İnfaz kanununu uygulayın demenin nesi suç olabilir?” diye sordu. Yanardağ'ın savunması özetle şöyle:
Bugüne dek 3 bin program yaptım. Hiçbirinde örgütü övmedim, propaganda yapmadım. 50 dakikalık programda yaptığım tek şey AKP politikalarını eleştirmekti.
Sosyal medyadaki troll ordusunu millet yerine koyan bir savcılık var. Onlar bir yaygara başlatıyor savcılık harekete geçiyor. Dün Ayşenur Aslan’ın başına gelen de oydu. Bunları toplumsal intihal diye değerlendiren bir savcılık...
62 saniyelik videoyu izleyerek beni tutukladınız. Orada söylenen hiçbir şey suç değil. Hiçbir terör örgütü ve suçu övülmemiş, propaganda yapılmamış. PKK’nin eylemini öven bir yaklaşım ya da değerlendirme yok. İktidar, İmralı’yı seçimlere ve siyasete müdahale için siyasal bir araç olarak kullanıyor. Siyasi aktörleri onun üzerinden tehdit ediyor.
Yanardağ’ın “İnfaz kanununu uygulayın demenin nesi suç olabilir?” sözleri üzerine mahkeme başkanı, “Keşke daha önceden uygulansaydı. Şu an bunları tartışıyor olmazdık” dedi.
İddianamenin 27 Temmuz’da kendisine tebliğ edildiğini söyleyen Yanardağ tutuklama kararına itiraz ederken programın tamamının kaydını sunduklarını ancak savcılığın tüm kaydı değil 62 saniyelik kısmı esas alarak kendisi hakkında iddianame hazırladığını anlattı.
Yanardağ “Abdullah Öcalan’a tecridi ben uydurmadım. Galip Ensarioğlu bir röportajında Selahattin Demirtaş’ı suçlayarak, ‘Onun yüzünden tecrit uygulandı’ açıklaması yapmıştı. Ben de programda Ensarioğlu’nun bu sözlerini değerlendirdim. Ancak iddianamede Galip Ensarioğlu’na yer verilmemiş” dedi.
Yanardağ beraatına karar verilmesini ve davanın düşürülmesini talep ederek savunmasını tamamladı.
Savcı ceza istedi
Ardından Yanardağ'ın avukatları konuştu. Avukatların beyanlarının ardından duruşma savcısı söz alarak esas hakkında mütalaa verdi.
Yanardağ’a ‘örgüt propagandası’ suçlaması yöneltti ve ceza istedi.
Ayrıca Yanardağ’ın tutukluluk halinin devamını talep etti. Mahkeme heyeti bunun üzerine duruşmaya yarım saat ara verdi.
"Savcı, Türkiye’nin totaliter rejime evrilmesini istiyor"
Aranın ardından Merdan Yanardağ ve avukatları esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yaptı.
Yanardağ: “Demokrasiler suçluların da haklarının olduğu rejimlerdir. Savcılık makamı, Türkiye’nin totaliter bir rejime doğru evrilmesini talep ediyor. Mütalaadan böyle anlaşılıyor. Adalet yoksa bir ülkede barış da olmaz. Savcılık makamının bu sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Burada gazetecilik faaliyeti yargılanıyor. Sanal bir suç yaratılmak isteniyor. Nazi mahkemeleri mantığıyla fiile değil faile bakarak suç üretiliyor" dedi.
Son sözlerin ardından kararını açıklayan mahkeme 'örgüt propagandası' suçlamasıyla Yanardağ'ı 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Suçun sabit olduğuna hükmeden mahkeme, Yanardağ'ın açıklamayı televizyonda yapması nedeniyle cezada yarı oranda arttırıma gitti. Mahkeme kararla birlikte Yanardağ'ın tahliyesine karar verdi.
Adliye önünde destek
Duruşma öncesi adliye önünde eylem yapan kitle ‘Özgür basın susturulamaz’, ‘Merdan Yanardağ yalnız değildir’ ve ‘Merdan Yanardağ serbest bırakılsın’ sloganları attı. Merdan Yanardağ’ın ‘tutuklu yargılanmasını' eleştirdi.
Merdan Yanardağ'a Özgürlük Platformu burada bir açıklama yaparak “Basın özgürlüğü demokrasi savunusuna tahammülü olmayan siyasi iktidar bir kere daha hapsetmekte buldu çözümü. Merdan Yanardağ sadece basın özgürlüğü adına değil ülkedeki demokratik muhalefet adına da önemli bir politik figür. Bu neden iktidarın hedefi olmaktan kurtulamıyor. Hukukun adaletin siyasallaşması toplum adına ülkemiz adına telafisi olanaksız sonuçlar doğuracaktır” dedi.
Özgür Özel: Türkiye için utanca dönüştü
CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel de Yanardağ’ın 101 gündür hukuksuz bir şekilde tutuklu olduğunu söyledi.
Özel, “Yanardağ suçlu bulunsa dahi bir gün bile cezaevinde yatmayacakken 100 gündür hapis” dedi. Özel fikir ve basın özgürlüğü davalarının Türkiye için utanca dönüştüğünü de ekledi:
“Yattığı 100 gün Mussolini’nin ön infaz yöntemi. Yani ülkeyi yöneten diktatör öyle istediği için suçladığı kişiden haz etmediği için. Ceza veremeyeceğini bile bile peşin peşin yatsın kendisine ve onun gibi muhaliflere ibret olsun diye Merdan Yanardağ’ın yattığı 100 boşa günü yargı tescil edecek.
"Muhalefet bir bütün olarak baskı kurmaya çalışanlara karşı onların karşında dimdik durmaya mücadele etmeye ve bundan sonraki süreçte benzerleri tekrarlanmasın diye omuz omuza durmaya devam edeceğiz. Bütün Merdan Yanardağ dostlarına ve Türkiye muhalefetinin tüm renklerine selam olsun."
(HA/Mİ)