Sadece 17 Ağustos'ta geliyorlar
17 Ağustos büyük felaketinin yıldönümü nedeniyle, yılın büyük bölümünde depremzedeyi unutan bütün ulusal medya kuruluşları, bütün televizyonlar, ilimize akın etti.
Her saat bütün kanallarda tekrarlanan canlı yayınlar, aynı görüntüler, aynı sözler, benzer röportajlar, deprem bölgesinde yaşayanları rahatsız etti.
Bazı anma etkinlikleri amacının dışına çıktı. Televizyonların haber ve röportaj konusunda birbirleri ile rekabeti, 17 Ağustos felaketinin anısına saygı sınırlarını da zaman aştı.
Bizi anlamadınız
Televizyonlardaki anma programlarına çıkan Bakanlar, siyasetçiler, -Her şeyi yaptık, deprem bölgesinde bütün yaraları sardık- şeklindeki sözleriyle, bölge insanının sinirlerini daha da bozdular. İki yılın sonunda görülen açık gerçek şuydu: Türkiye, medya ve siyaset, bizi anlayamamıştı. İşin kötüsü, anlamaya da pek niyetleri yoktu.
Acılarımızla başbaşayız
Yüzyılın felaketinin merkezi Kocaeli'de, depremzedelerin önemli bölümü, önceki geceyi evlerinde gözyaşı dökerek geçirdi. Kargaşa, basitlik ve düzensizlik ortamında, depremzedelerin büyük bölümü acılarıyla başbaşa kalmayı tercih etmişti.
17 Ağustos'u anma etkinliklerinin programlanmasında yerel yönetimler de sınıfta kaldı. Depremde en yakınlarını, en sevdiklerini kaybeden insanlar, dün yitirdiklerinin kabri başında onları anıyordu.
Anma Şov Değildir
17 Ağustos'ta o felaketi yaşamış herkes için, hepimiz için, çok büyük acılar ifade ediyor. 17 Ağustosların yıldönümlerini, önemine yakışır düzen ve görüntüler içinde yaşamak ve yaşatmak da bizim sorumluluğumuz. Söylenen hiçbir şeyi anlamayan siyasetin; yılda sadece bir kez deprem bölgesini hatırlayan ulusal medyanın, gelecek yıldönümlerinde olabildiğince deprem bölgesinin uzağından kalmaları hepimizin ruh sağlığı açısından çok daha hayırlı olacağını düşünüyoruz.(NA/NU)