Mahremiyet Tüccarlarına Yüz Vermeyin

Yine bir kadının mahrem görüntüleri İnternette dolaşıma sokuldu. Kadının kimliği, işi hemen bütün medya organlarında yer aldı ama ben burada onun kim olduğunu, ne olduğunu bir kez daha dile getirmeyeceğim. Görüntülere, fotoğraf sanırım, bakmadım. Daha önce bir başka tanınan kadının başına aynı şey geldiğinde, onun görüntülerini izlemiştim.

İzledikten sonra -ne yazık ki ancak sonra- bir "hak ihlali"ne dahil olduğumu, bir suçun ortağı olduğumu hissetmiştim. Zincirin birinci halkası görüntüyü kaydeden, ikincisi yayansa (bunlar aynı kişi olsa da), üçüncüsü de izleyenlerden biri olarak bendim. Kendimden ne kadar utandığımı anımsamak bile istemiyorum.

Asıl utanması gerekenin ben olduğumu ağır bir biçimde idrak etmiştim.

Birkaç gün önce benzer bir meseleyle gündeme gelen spikerin fotoğraflarının İnternete eski kocasının sızdırdığı, kadının da eski kocası hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğu söyleniyor.

Kadının çalıştığı kurumun kendisine bir ekran yasağı getirmediği de söylenenler arasında. O kendi tercihiyle rapor almış. Umarım bu doğrudur. Eğer doğruysa kurumun "siyaseten doğru" olan bu tavrı önümüzdeki günlerde de sürdürmesini beklemek hakkımız.

Spiker görevden uzaklaştırılmış olmasa bile, bundan maddi bir zarar görmeyecek bile olsa, görüntülere ulaşmak ve izlemek isteyen zihniyetin onu uğrattığı yıkımın bedelini kim ödeyecek? Bir kadın spikerin, aynı olayı yaşayan ünlü "anchorman"ler kadar soğukkanlı olma olanağı yok kabul edelim ki...

Birkaç gün önce bu konuyla ilgili Hürriyet'in Kelebek eki yazarı Cengiz Semercioğlu da "erkeklik bu değil" temalı bir yazı yazmış. Semercioğlu kadının uğradığı mağduriyeti bütünüyle göz ardı ediyor ve bu konuda lekelenen erkeklik onurundan söz ediyor, nasıl bir şeyse "erkeklik hali"...

Meseleye erkekliğin özü bakımından yaklaşmak, böyle bir hadise üzerinden erkeklik tanımını tartışmaya açmak beden mahremiyetini bir "şey"in (intikam, had bildirme, kendini bilmezlik) nesnesi haline getirmeyi tartışmanın önünü tıkamayacak mı?

Hala, bir kadının çıplaklığını ve mahremiyetini meraklı, iştahlı gözlerin seyrine sunmanın bir "intikam" yolu olabileceği düşünülüyor. Neredeyse eminim, hala birçok kadın ve erkek "eğer iç çamaşırlı görüntüleri" bir yerde varsa bunun bir gün kamuya açılmasında bir "normallik" görebiliyor...

Bir kadının ya da erkeğin çıplaklığından, sevişmesinden "ahlaka aykırı" manalar çıkarmak nereden icap ediyor?

Bu hataya düşmüş biri olarak, rica ediyorum, o fotoğraflara bakmayın. Kim ki parçası olduğu mahremiyetin pazarlamacısı oluyor sonradan, onunla aranıza bir duvar çekin.

Aynada kendi çıplak bedeninize baktığınız bir an, o anın mahremiyeti için talep edeceğiniz hürmeti başkasına da hak görün. (NZ/EÜ)