14 Temmuz Samson Darbesi ile 20 Temmuz Askeri Müdahalesi'nin 30. yıldönümleri nedeniyle yaptığı konuşmada, son aylarda "iki toplum arasına bir ayrılık duvarı çekilmesi gerektiği" görüşlerinin yaygınlaştığına dikkat çeken Hristofias, bu yaklaşımın Kıbrıs'ın kalıcı olarak taksimine yol açacağını vurguladı.
"Kıbrıslıtürklere destek, uluslar arası hukuka aykırı"
Hristofias, "Referandumlar yolun sonu değildi ve olamaz. Bizim için kabul edilir yolun sonu sadece Kıbrıs sorunun çözümüdür" diye konuştu.
Referandum sürecinin ardından Kıbrıslıtürk toplumuna yönelik ekonomik ambargonun kaldırılması girişimlerini eleştiren Hristofias, "Kıbrıslıtürklerin ekonomik olarak desteklenmesi gerekçesiyle, uluslar arası hukukun ve Avrupa Birliği (AB) kurallarının bir kenara itildiğini" savundu.
Hristofias, "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin statüsü aşağı çekilirken, işgal bölgesinin varlığının yukarı çekilmesiyle, bölünmüşlüğün güçlendirildiğini" öne sürdü; "Kıbrıslıtürk yurttaşlarımızın ekonomik açıdan desteklenmesinden yanayız. Ancak önlemler, iki toplumu uzaklaştırmamalıdır" dedi.
"Egemenlik hakkımıza saygısızlık"
"Annan Planı'nın kabulü" beklentileri gerçekleşmeyen Amerikalıların, İngilizlerin ve AB lider çevrelerinin baskı ve cezalandırma yolunu seçtiğini söyleyen Hristofias, "Bu yaklaşım yanlış yolda adımlar atılması anlamına geliyor" diye konuştu.
Hristofias, Kıbrıslıtürk toplumu liderliğini de "sıradan bir Kıbrıslırumun endişelerini hissetmeye ve paylaşmaya" çağırdı:
* Kıbrıslıtürk toplumuna liderlik yapanlar da referandumdaki "evet"lerini doğru değerlendirip değerlendirmediklerini düşünmeli. Yasa dışı devletin tanınmasını arzulamadıklarını açıklıyorlar. Fakat uluslararası alanda uygun zemin bularak, dolaylı da olsa, işgal kurumlarının ve varlığının tanınması için her şeyi yapıyorlar.
* Kıbrıslıtürk siyasi liderliğinin, sıradan bir Kıbrıslırumun endişelerini hissetmesinin ve paylaşmasının zamanı geldi; Kıbrıslıtürk liderler, her iki toplumdaki referandumların sonuçlarını sermaye yapmayı arzuladıkları mesajını vermemeli.
"Çözüm mesajı çıkarımıza"
Hristofias, Kıbrıslırum liderlerinin de Kıbrıs Cumhuriyeti'nin egemenliğini savunurken, çözüm yönünde sorumluluk alması gerektiğini söyledi:
* Kıbrıs sorununun çözümüne hazır olduğumuz mesajını sürekli vermemiz, çıkarımızadır. Kıbrıslırum tarafının 'hayır'ının iki bölgeli, iki toplumlu federasyona 'hayır' demek olmadığı konusunda daha ikna edici olmamız gerek.
* Bu "hayır" bugünkü ayrılıkçı statükonun kabulü değildi. Bu yöndeki açıklamalarımıza, siyasi pratik de eşlik etmeli.
Kara yıldönümleri
14 ve 20 Temmuz'u "kara yıldönümleri" olarak adlandıran Hristofias, Samson Darbesi'nden "cunta ile EOKA-B'nin faşist darbesi" olarak söz etti; "Kin ve fanatizm duygularıyla körleşmiş olanlar, emperyalist merkezlerin yasa dışı emirlerini yerine getirerek darbe cinayetini işleyenler işgali getirdiler" dedi.
Hristofias, Türkiye'nin Kıbrıs'a askeri müdahalesinden söz ederken de; "Kıbrıslırumlarla Kıbrıslıtürkleri ayrı yaşamak zorunda bırakan, barışın sevincini tatmamızı engelleyen, temel insan haklarından ayrı bırakan Türk istila ve işgalini mahkum etmek için sesimizi yükseltiyoruz" diye konuştu.
"Kıbrıs Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne, birliğine ve egemenliğine saygı gösterilmesini talep ediyoruz" diyen Hristofias, "kayıplar" konusuna da değindi; "iyi niyet ve siyasal iradenin, uluslar arası toplumun samimiyetinin kayıplar konusuyla sınandığını" söyledi. (BB)