Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Lozan Anlaşması’na karşı sarf ettiği sözlere yanıt verdi: “"Lozan'da masaya oturanlar o anlaşmanın hakkını veremediler”.
Kılıçdaroğlu uluslararası medya kuruluşlarının medya temsilcileriyle İstanbul'da biraraya geldiği toplantı sonrası açıklama yaptı. Toplantı basına kapalı olarak gerçekleştirildi.
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz vatandaşı savunuyoruz onlar kul olmayı savunuyor. O koltuğa Cumhuriyet sayesinde oturduğunu unutmayacaksın arkadaş".
Toplantı hakkında
Medya temsilcileriyle yaptığı toplantı hakkında “Türkiye’nin büyük bir ülke olduğunu, güçlü bir ülke olduğunu darbelere karşı ortak bir tavır sergilediğimizi bütün ayrıntıları olabildiğince anlattım. Her iç hem dışarıda karşılaştığımız sorunlarla ilgili sorular geldi. O sorulara da Cumhuriyet Halk Partisi’nin görüşleri doğrultusunda cevap verdim. Önümüzdeki günlerde gazetelerde hep birlikte okuyacağız" dedi.
“Lozan Türkiye’nin tapu senedi”
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün 'Lozan antlaşması’ açıklamasıyla ile ilgili bir soruya şöyle yanıt verdi:
"Yani bu kadar işsizlik, yolsuzluk varken, insanlar can derdindeyken, Türkiye’nin 81 ilinde, bütün ilçelerinde mağdurlar bir çıkış yolu ararken Lozan niye gündeme gelir.
“Lozan Türkiye’nin tapu senedi. Biz Lozan’ı savunuyoruz. Onlar Sevr’i savunuyor. Çıkıp şu soruya cevap versin. Sen Sevr’i mi savunuyorsun? Biz Ankara’yı savunuyoruz onlar İstanbul’u savunuyor. Biz Cumhuriyet’i savunuyoruz. Onlar hilafeti savunuyor. Biz vatandaşı savunuyoruz, onlar kul olmayı savunuyor.
“Tarihe ihanet”
“O koltuğa Cumhuriyet sayesinde oturduğunu unutmayacaksın arkadaş. O koltuğa Cumhuriyet’in ve Lozan’ın sayesinde oturduğunu unutmayacaksın arkadaş. Kim oluyorsun? Nasıl böyle konuşabiliyorsun. Ne hakkın var senin. Tarihine ihanet etmeye kimsenin hakkı yoktur. Cumhurbaşkanıysan otur adam gibi Cumhurbaşkanlığı’nı yap.
“Yenikapı ruhundan anladığınız bu mu?”
“Tarihi bilmiyorsun çağır tarihçiyi konuş. Böyle bir konuşma olamaz. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan ülkesine ihanet edemez. Ülkesini satamaz böyle bir şey mi olur. Dün diyeceksiniz ki Lozan tapu senedimizdir. Bugün diyeceksin Lozan ülkeyi satmaktır. Ne demek, nasıl bir Cumhurbaşkanı, nasıl bir anlayış. Şimdi yine diyecekler Yenikapı ruhundan vazgeçti Kılıçdaroğlu; eğer sizin anladığınız Yenikapı ruhu bu ise biz bu ruha karşıyız. Bu ülkemizi seviyoruz. Tarihimizi seviyoruz. Tarihimizle gurur duyuyoruz. Cumhuriyetimizle gurur duyuyoruz. Kendi tarihimize ihanet etmedik, etmeyeceğiz”.
Erdoğan ne demişti?
Erdoğan dün (29 Eylül 2016) 27’ncisi düzenlenen Muhtarlar Toplantısı’nda Lozan Anlaşması hakkında şunları söyledi:
“Tarihte bize ne yaptılar? 1920’de bize Sevr’i gösterdiler, 1923’te Lozan’a bizi razı ettiler, birileri de bize Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştılar, her şey ortada. İşte şu anda işte şu anda Ege’yi görüyorsunuz değil mi? Şöyle bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’da verdik; zafer bu mu? Oralar bizimdi, oralarda hala bizim camilerimiz var, mabetlerimiz var. Ama şu anda hala Ege’de ‘kıta sahanlığı ne olacak, havada ne olacak, denizde ne olacak’ bunları konuşuyoruz, hala bunun mücadelesini veriyoruz. Niye? İşte o anlaşmada masaya oturanlar sebebiyle. O masaya oturanlar o anlaşmanın hakkını vermediler, veremediler, veremedikleri için şimdi onun sıkıntısını biz yaşıyoruz. Şayet aynen bu darbe de başarılı olsaydı herhalde Sevr’i dahi aratacak bir dayatmayla karşımıza çıkacaklardı. Hamdolsun milletimiz o gece her kritik dönemde şaşmaz bir şekilde işlediğine şahit olduğumuz engin ferasetiyle sahneye konmaya çalışılan senaryonun tüm safhalarını, perde arkasındaki tüm hazırlıkları anında deşifre etmiş, buna karşı tavrını da net bir şekilde göstermiştir. Şundan hiç kimsenin şüphesi olmasın; o gece Türk milleti sadece bir darbeyi önlemekle kalmamış, aynı zamanda ülkesini bir darbeden kurtarmıştır, işgalden kurtarmıştır. Biz de milletimizden aldığımız güçle darbecilerin karşısında dimdik durduk ve böylece oyunu bozduk.” (HK)
* Fotoğraf: Elif Öztürk - İstanbul/AA