Özelleştirme makyajının sonucu
"Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti, devlet demiryollarının rant getirecek bir kapı olduğunu özel sektöre göstermek istemişti" diyen Özdemir, kazadan önce uzmanların uyarılarının dikkate alınmamış olmasını eleştirdi:
* Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmeleri (TCDD), ekonomik potansiyel olarak Türkiye'deki ikinci büyük yapılanma.
* Hükümet, yolcu ve yük trenlerinin işletmelerini ayırarak, personel politikalarıyla, çalışanları emekliliğe zorlayarak, yapının özel sektöre geçişini hazırlamak istiyor. Hızlı tren uygulaması da hükümete, kâr marjını artıracak bir uygulama gibi göründü.
* Ulaşımın esas hedefi, kamu yararıdır. İnsanların daha çabuk ve güvenli taşınması amaçlanır. Hızlı tren uygulamasında ise, hükümet bunun olduğunu varsayarak ama olmadığını da bilerek makyajla yetindi.
* AKP iktidarı politik kaygılarla, teknik güvenlik çalışmalarını tamamlamadan, altyapı ve üstyapı ile ilgili düzenlemeleri tamamlamadan, sadece isim değişikliği ile 'hızlandırılmış' treni uygulamaya soktu.
Boğaz Tüp Geçiş Projesi
"Türkiye'de hızlandırılmış tren gibi gündemde olan bir konu daha var; Boğaz Tüp Geçiş Projesi" diyen Özdemir, geoteknik anabilim dalı uzmanlarının ve akademisyenlerin uyarılarının dikkate alınmasını istedi.
Özdemir, "İstanbul'un iki yakasının üçüncü bir köprüyle mi yoksa tüp geçitle mi birleştirileceği tartışması sürüyor. Uzmanlar bir platformdan tartışmadan, kamuoyu bilgilendirilmeden proje hayata geçirilmemeli" dedi:
"Daldırma tüp teknolojileri, Türkiye'de mühendislerin çok bildiği teknolojiler değil. Türkiye'de ilk kez uygulanacak. Trafiğin akış hattı ve depremsellik açısından güvenilirlik problemi gündemde.
Geoteknik Anabilim Dalı uzmanı akademisyenlerin önemli açıklamaları, uyarıları var. Bu uyarılar dikkate alınmalı. Uzmanlar bir platformda tartışmalı, kamuoyu bilgilendirilmeli."
"1880'lerin teknolojisiyle hızlı tren, aymazlık"
Türkiye'de demiryollarına önem verilmeyerek karayolları lehine tercihlerde bulunulduğunu hatırlatan Özdemir, dünyada sadece iki ülkenin, iki farklı teknolojiyle "hızlı tren" kullandığını hatırlattı.
Özdemir, şöyle konuştu:
* Dünyada sadece iki ülke, Fransa ve Japonya, iki farklı teknolojiyi kullanarak "hızlı tren" kullanıyor. Türkiye'de ise, 1880'lerdeki altyapı ile bir deneme yapılıyor; birkaç parça değişikliği ile trenlerin hızlandığı görülüyor; öykü de böyle başlıyor. Bilim insanlarının uyarıları dikkate alınmıyor; bu aymazlık sonunda da bu trajedi yaşanıyor.
* Türkiye'de ise, 1950'lere kadar yaşanan teknik yetersizlikler, sonraki dönemde karayollarının bilinçli bir şekilde ön plana çıkartılması, demiryollarının Türkiye için ciddi bir taşımacılık alternatifi olmasını engelledi.
* Dünyanın uyguladığı en güvenli sistem olan demiryolları, Türkiye'de hak ettiği yeri bulamadı. Altyapısı yenilenmeyen, bakım ve onarım görmeyen, hizmet niteliği yükseltilmeyen demiryolları, yolcu ve yük taşımacılığında hep ikinci planda kaldı.
* Bunun sonucunda, karayolları ve motorlu araçlarda yığılma yaşandı; trilyonlarca lira harcanarak yapılan otoyollar pek çok teknik sorunu da beraberinde getirdi; ekonomik ömürlerini bile tamamlamadan bakım ve onarım gerektirdiler. Bunlar hep Türkiye'yi idare eden yapıların siyasi tercihleriyle oluştu. (BB/YS)