Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHU Derneği) Genel Başkanı Murat Altuğgil, Mardin Mazıdağı'nın Bilge köyünde yaşanan katliamın ardından, "Olaydan etkilenen çocukların yaşadıkları travmaları en iyi geride kalan ailelerinin yanında atlatabileceklerini" söyledi.
"Çocukları doğup büyüdükleri yerlerden koparıp yurtlara yerleştirmenin ikinci bir travmaya yol açar" diyen Altuğgil, "çocukları korumaktan anayasa gereği devletin sorumlu olduğunu" ifade etti ve yetkilileri çocukları hem medyadan hem de yaşadıkları travmalardan koruyamadıkları için eleştirdi.
Dernek Başkanının bahsettiği kurumlar arasında İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu da (SHÇEK) bulunuyor.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, ailesini kaybeden çocukların bölge yatılı okullarına yerleştirileceğini açıkladı.
Bilge köyünde bir nişan törenine yapılan silahlı saldırıda hayatını kaybeden 44 kişiden altısı çocuktu.
"Çocukların hayatlarını yeniden kurmaları sağlanmalı"
"Çocukların eğitim, sağlık ve en başta yaşam hakkının korunması lazım. Bu nedenle devletin sadece sosyal hizmetlerden sorumlu genel müdürlüğü değil, tüm organları sorumlu. Orada yürütülecek ve yürütülmekte olan tüm etkinlikler bu bakanlıkları bağlıyor."
Yaşananların tek bir boyutta ele alınamayacağını kaydeden Altuğgil'e göre yapılacaklar çocukların yüksek yararı için bölgedeki feodal yapı çocuk hakları açısından analiz edilerek şekillendirilmeli.
"Bölgede yüzyıllardan beri gelen ağalık, aşiret yapısı var. Halk da bu kültürün içinde yaşamış ve kanıksamış durumda. Bu sistemin dışına çıkmaları çok zor. Bu nedenle mağdur olan çocukları yurtlara yerleştirmenin bir anlamı yok. Doğup büyüdükleri mahallelerinde, akrabalarıyla, çocukluk arkadaşlarıyla yaşamlarını yeniden kurmalarına yardımcı olunmalı, bunun için maddi-manevi ne gerekiyorsa yapılmalı."
"Medya çocuk istismarı yapıyor"
"Medyanın açık bir şekilde bu olay üzerinden çocuk istismarı yaptığını" belirten Altuğgil, "medya mensupları bilerek ya da bilmeyerek çocuk haklarını ihlal ediyor" dedi. "Bu yanıtlanması gereken önemli bir soru?"
"TV'de sürekli çocukların sürekli yüzleri gösteriliyor. Mezar taşlarına sarılıp ağlayan çocuklar. Bu görüntüler neden hala gösteriliyor amaçlanan nedir? Türkiye'de herkes yaşananları biliyor. Ama iki gündür bu görüntülerin ana haber bültenlerinde ve yazılı basında açık fotoğraflarıyla verilmesini de son derece sakıncalı buluyorum."
"Çocukların yaşadıkları travmalara yenileri eklendiğini" kaydeden Altuğgil, şöyle konuştu:
"Gazeteciler çocuklarla yaptıkları mülakatlarda son derece yanlış sorular soruyorlar. Anne ve/veya babasını kaybeden çocuğa 'O anda odaya girdiğinde ne gördün' diyen muhabire çocuklar 'Bu bir vahşetti' diye yanıt veriyor. İstenilen cevap bu mu? Burada yaşananların vahşet olduğunu herkes biliyor. O çocuğa neden aynı şey yeniden yaşatılıyor."
Altuğgil'in önerisiyse çocuklarla ilgili yayın yasağı getirilmesi.
"Haber alma hakkı herkesin hakkıdır. Ancak bu konuyla ilgili haber yapılırken çocukların özel yaşamına psiko-sosyal gelişimi düşünülerek yayın yapılması gerekiyor."(BÇ)