Eğitim Bilim ve Kültür Emekçileri (Eğitim-Sen) üyesi öğretmenler ağırlıklı olmak üzere, tüm hizmet kollarında KESK üyesi kamu çalışanları, yarın sabah çalıştıkları işyerlerinden sevk alarak hastanelere gidecek.
Tüm illerde saat 12.00-13.00 arasında kitlesel basın açıklamaları yapılacak.
Hükümet protesto edilecek
KESK Genel Başkanı Sami Evren, yarınki iş bırakma eyleminin temel amacının, "enflasyondan doğan farkların ödenmemesi ile çalışanların özlük ve sosyal haklarının iyileştirilmesine yönelik çalışmaların henüz başlatılmamasını protesto etmek olduğunu" söyledi.
"Hükümetin, memur maaşlarına yaptığı 100 milyon liralık seyyanen zammı gerekçe göstererek, enflasyon farkını ödemeyeceğini açıkladığına" dikkati çeken Evren, "enflasyon farklarının ödenmesinin Bütçe Kanunu gereği zorunlu olduğunu" belirtti. (
"Üretimden gelen gücümüzü kullanacağız"
Eğitim-Sen yayınladığı basın açıklamasında, 17 Ekim'de üretimden gelen güçlerini kullanacaklarını" söyledi.
* Hükümetle sürdürdüğümüz toplu görüşme sürecinde kamu emekçilerinin lehine sonuçlar ortaya çıkmadı.
* Toplu görüşme anlaşmazlıkla sonuçlandı. Eğitim emekçileri için istediğimiz iyileştirme zammı ve 2003 yılı için ücret artışı, maaşlarımızı insanca yaşayacak bir düzeye çıkartacaktı. Ayrıca, çalışma koşullarımızın düzeltilmesi ve diğer sosyal haklarla ilgili görüşmelerde de bir sonuç alınamadı. Tüm bu taleplerimiz karşılıksız kaldı.
Toplu görüşme süreci Türkiye'nin bir gerçeğini bir kez daha gün ışığına çıkarttı. Hükümet Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) direktifleriyle hareket etmektedir. Toplu görüşme masasında IMF gölgesi hissedildi.
* Ekonomik kayıplarımızın karşılanmasını, ücretimizin insanca yaşayacak bir düzeye yükseltilmesini, 4688 Sayılı Yasa'nın grev ve toplu sözleşme içerecek şekilde düzenlenmesini, IMF'yle yapılan anlaşmaların çöpe atılmasını, IMF borçlarının geri ödenmemesini, bu kaynağın sosyal devlet harcamaların aktarılmasını istiyoruz.
"İnsanca yaşamak için sokaklardayız"
* Her çocuğun 2918 dolar borçlu doğduğu, soframızdaki ekmeğin her gün zam gördüğü, emeğin değersizleştiği, eğitim, sağlık ve sosyal güvenliğin paralı hale getirildiği, demokratik hak ve özgürlüklerin kullanımının engellendiği bir ülkede yaşamak biz eğitimcilerin ağrına gidiyor.
* İnsanca yaşayacak bir ücret, zorunlu tasarruflarımızın ödenmesi, bütçede eğitime, sağlığa daha çok pay ayrılmasını sağlamak, ekmeğimize, aşımıza sahip çıkmak, çocuklarımızın geleceğine göz koyanlara, hortumculara, ülkemizin kaynaklarını uluslararası sermayeye peşkeş çekenlere dur demek için sokaklara çıkıyoruz.