Bianetin sorularını yanıtlayan Kalyon, kurultayın CHP'deki mücadelenin bir politik çizgi mücadelesi olmadığını bir kez daha gösterdiğini vurguluyor.
"Baykal'ın konuşmasına ve tavrına bakınca CHP'ye bir rol, bir misyon biçemediğini görüyoruz. CHP'nin bir direnç odağı olduğunu öne sürdü. Fakat kimi ulusalcı imalar ve mesajlar dışında kime karşı kimin direnci olduğu belli değildi. Bu sermaye karşında bir direnç mi... Neo-liberalizm karşısında bir direnç mi... Belirsizdi".
Sarıgül'ün de "bir iktidar vaadi" dışında bir şey söylemediğini vurgulayan Kalyon, "Onun açısından durum daha da kötü. Parti içi demokrasi yokluğunu eleştiri ve Baykal'ın sultasından bahsetmesi dışında politik bir söz söylemedi" diyor.
"Anti-demokratiklik açısından yeni bir şey yok"
CHP'nin azınlıkların kendini ifade etmesine izin veren bir tüzüğü olmadığını belirten Kalyon "Ama muhalifler de bu durumu bir formüle bağlayamıyorlar. Bütün eğilimlerin parti meclisinde güçleri oranında temsilini, çoğulcu nispi temsile dayalı bir tüzük sağlayabilir" diyor.
Kalyon, Baykal'ın kendine muhalif olanları tasfiye etmeye çalışmasının ve belirlediği isimleri göreve getirmesininse zaten yeni bir şey olmadığını vurguluyor.
Sarıgül'ün geleceği şüpheli
Kurultaydan istediği sonucu alan Baykal'ın Sarıgül'ü tasfiye etme girişimini tekrarlayacağını ve bunu başaracağını belirten Kalyona göre tasfiyelerin yeni bir oluşumuna yol açması kesin değil.
"Eğer Şişli Belediyesi ile ilgili soruşturma ve rüşvet iddiaları mahkemelere taşınır, yargı süreci başlar, öncesinde Sarıgül'e görevden el çektirilirse Sarıgül olayı biter. Dolayısıyla muhalefetin bir bölümünün arkasına dizildiği Sarıgül gündemden düşmüş olur".
Kalyon, Sarıgül'ün devre dışı kalmasınınsa CHP'de sadece parti içi değil toplumsal dinamiklerle, tabanı olan bir muhalefet yaratılması olanağından yoksun kalınacağını söylüyor.
"Çünkü, birçok defolu yönüne rağmen Sarıgül 460 oy alarak bütün muhaliflere bir şey ispatladı. Bunu Baykal'ın partideki hakimiyetine rağmen yaptı. Diğer muhalif kesimlerde böyle bir ataklık yok; daha çok yakınmacı bir tutum içerisindeler".
CHP'nin nasırlaşan duyargaları
Divanın taraflı tutumu ve Baykal'ın tavırlarının şiddet olaylarına belli ölçüde zemin hazırladığını söyleyen Kalyon, "Sarıgül cephesinden de baktığımızda da, kurultay salonunu etrafına yığılan taşıma destek güçleri holiganları andırıyorlardı" diyor.
Baykal'ın "Zengin fakir farketmez, insan var" sözüne dikkati çeken Kalyon şöyle bitiriyor:
"Bu söz, ulusal birlik ve bilinç adına öteki ezilme biçimlerine karşı CHP'nin duyarsızlaştığını sergiliyor. Aynı duyarsızlaşmanın mülkiyet ve bölüşüm ilişkileri konusunda da ortaya çıktığını ve Baykal'ın bu nasırlaşmayı tasavvuf edebiyatıyla kapatma çalıştığını söyleyebiliriz. Bir çizgi mücadelesi pek ala buradan başlayabilir de. Çalkantı devam edecek ve CHP durulmayacak". (KÖ/EÜ)