Neden bu kadar yabancıyız dünyaya ben de çözemiyorum ama bunu anlatarak belki birilerinin (özellikle de erkeklerin) aklında bir ışık yakabilirim ümidiyle yazıyorum.
Motosikletçi bir aileden geldiğimi çok söyleyemem ama yine de ailemizin ne ilk ne de son motosikletçisiyim.
Babamın Vespa'sı
Babam daha ben yedi yaşındayken bir Vespa'ya sahipti. Büyüdüm ve ağabeyimin önce olmak üzere motosiklet hayallerimiz ortaya çıktı. Bir şekilde motosikletini aldı ve beş sene içerisinde bırakın kullanmayı belki üç belki beş kere arkasında gezme şansını elde ettim.
Zaten hep benim için de bir tutku olan motosiklet sevdam İstanbul'da yaşanan trafik sıkıntıları, kullananların yüzünde gördüğüm hazla daha da çok arttı. Bir kadın olarak özgürlük alanı olarak da gördüğüm motosiklet için seneler içerisinde çalışmaya başladım.
Bir Vespa hayalim vardı. Sonunda kendime satın alabileceğim bir Vespa buldum. Öncelikli olarak hayatımdaki erkeklerden oldukça tepki aldım "daha hiç hayatında motor kullanmadın, kadınların motor kullanması zordur, gücün yetmez senin motora, İstanbul trafiğinde kolay mı sanıyorsun motor kullanmayı..." şeklinde.
Motorsikletimi aldım
Tüm bu tepkilere rağmen kullanabileceğime, öğrenebileceğime inandım. Birçok zaman çevremdeki erkeklerden öğütler dinlemeye bile dayandım ki bunlar hayatta bir erkek motosikletçiye vermeyecekleri öğütlerdi.
Azmim sonunda motosikletimi aldım ve kullanmaya da başladım. Oldukça dikkatli bir sürücü olduğumu söylemeliyim. Şimdiye kadar hem kurallara uydum, hem herkese saygı gösterdim hem de yasal tüm yükümlülüklerimi yerine getirdim.
Onun için de tam bir sene içerisinde ne bir yere çarptım ne birine zarar verdim ne de ben bir zarar gördüm.
Motoru otoparka park etme!
Öte yandan komik olan durumlardan biri ise, kullanmadığım zamanlarda motosikletimin gördüğü zararın haddi hesabı yoktu. Bu da bizim motosiklet kültürümüzden kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
Bir motosikletin araba park yerine park etmesi kadar yanlış bir şey yok ülkemizde. Çünkü motosiklet araç değil, neden arabanın yerine park etsin ki diye düşünenler tarafından yerinden çekilmeye çalışılırken düşürülüp orası burası parçalandı.
Bir araç selektör yapıyor
Gece 11 civarlarında motorumla Anadolu yakasına geçtim. Üsküdar-Kadıköy arasında oldukça geniş bir yolda, bir aracın bana sürekli selektör yaptığını gördüm, kenara çekildim (ki yol çok geniş olmasına rağmen) geçmedi.
Sonra tekrar gördüm selektörünü. Hem hızlandım hem daha sağdan gittim ancak yine geçtiğini görmedim ve sonra gözden kaybettim. Kadıköy'e giden yol üzerinde bir hastanenin önünde kırmızı ışıkta durdum.
Sol şeritteydim ancak sağımda halen bir arabanın geçebileceği kadar alan vardı. Kırmızı da beklerken arkama bir aracın geldiğini kullanan şoförün araçtan inip bana bağırıp çağırdığını ve bu aracın bana biraz önce selektör yapan arkama yapışan araç olduğunu fark ettim.
Üzerime direksiyon kırıyor, beni yoldan fırlatıyor
Ben arkamı dönüp "geçsene ne istiyorsun" derken, şoförün aracına geri bindiğini ve gaza bastığını fark ettim. Aynen üzerime kırıp direksiyonu beni yoldan fırlattı ve basıp gaza gitti. Ben sağ şeritteki araçların önüne fırladım.
Arkadaki araçtakiler ve sokaktaki insanlar hem adamın plakasını aldılar hem de beni motorun altından çıkarttılar. Araç çoktan gözden kaybolmuştu.
Benim motorun direksiyonuna sıkışan bacağımı çıkarttılar, dizimde feci bir ağrıyla kanayan bir yaram vardı... Polisler geldi, plaka verildi, hastaneye gidildi, raporlar tutuldu, şahitler yazıldı ve sonuç hala ortada bir şey yok. Tabi benim dizimdeki sakatlık dışında.
Motordaki kadın anlaşılır
Öncelikli olarak aklıma gelen ilk soru bir erkek olsaydı motor üzerindeki kişi, bu sürücü aynı şeyi yapabilir miydi? Daha büyük bir motorum olsaydı ya da önündeki bir araba olsaydı aynı şeyi göze alabilir miydi? Tabi ki de yapamazdı...
Kadın olduğumuz motorun üzerinde ne kadar iri ya da erkeksi olursak olalım belli oluyor. Kadın olmamız ise diğer sürücüler için tam bir zayıflık göstergesi. Kadın motosiklet sürücülerini yoldan atmak, şeritten gitmelerine kızmak, sollamalarına sinir olmak mubah...
Tutkuyu yaşamaya devam!
Peki sonuç ne oldu; bana gelen zararın yanı sıra motosikletimde oldukça yüklü bir hasar oluştu. Sadece trafik sigortam olduğu için bir aydan fazla bir süredir motosikletimi bu güzel havalarda bile kullanamıyorum.
Bu kadar süredir canıma kast eden araçla ilgili halen bir şey yapılamıyor. Bu aracın kullanıcısının illaki daha ciddi hasarlara mı sebep olması lazım?
Bir insanın canına kasteden birinin şu anda gönül rahatlığıyla dolaşabiliyor olması neden doğru? Bu zihniyette olan yani kadın motosiklet sürücülerine dilediğini yapmayı kendinde hak gören acaba başka kaç tane daha sürücü var?
Tüm bunlara rağmen araç sahibi bulunup, aracımın masrafı karşılanıp yapıldıktan sonra motosikletimi kullanmaya ve aslında bunun bir medeniyet meselesi olduğunu herkese anlatmaya devam edeceğim.
Umarım kadın motorcular da benim gibi pes etmeden bu tutkuyu yaşamaya devam ederler. Ayrıca umarım huzurlu ve güvenli trafikte seyretmemiz için tüm yetkililer de ellerinden geleni yaparlar. (EA/BA/EÖ)