Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nden Nisan 1999'da verilen ruhsatla şirketin altın ve gümüş madeni işletmesine izin verilmişti.
"Su kaynakları korunsun"
İzmir Bergama, Eşme, Sivrihisar Havran/Küçükdere Elele Hareketi Dönem Sözcüsü Ahmet Soysal ile Davacı ve Davacılar Vekili Avukat Arif Ali Cangı, yaptıkları ortak açıklamada, ruhsatın iptali ile İzmir'in içme suyu kirlenmekten kurtulduğunu bildirdiler.
Hareket sözcüleri, İzmir'in içme suyunun büyük bölümünü sağlayan Tahtalı Barajı ile yakın gelecekte kentin içme suyu gereksinimini karşılayacak olan Çamlı Barajı'nı besleyen havzada su kaynaklarının kirlenmesinin önüne geçildiğini açıkladı.
2025'de dünyadaki su miktarının üçte bir oranında azalacağına, sağlıksız su tüketiminin de üçte iki oranına ulaşacağına dikkat çeken sözcüler, açıklamalarında, "yörede doğal yapıyı bozacak, su kaynaklarının kirlenmesine yol açacak hiçbir faaliyete izin verilmemeli" dediler.
Şirketin maden işletmesine, İzmir'e su sağlayan havzaların korunması konusunda tek yetkili ve görevli olan İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) de karşı idi.
Mahkeme: "Metal ve asitler suya karışır"
Kararını vermeden önce keşif ve bilirkişi incelemesi yaptıran İzmir 4.İdare Mahkemesi 16 Haziran 2004 tarihli kararında, "... arazinin 8 km. kuzeybatısında Çamlı İçme Suyu Barajı'nın yapılmasının Devlet Su İşletmeleri (DSİ) Genel Müdürlüğü'nce planlandığı ve uygulama programına alındığı, içme suyu toplama amaçlı olarak projelendirilen Çamlı Barajı'nın toplanan suyun miktarı yanında temizliğinin de dikkate alınması gerektiği, Efemçukuru Altın Madeni sahasının baraja su toplayan dereleri de içermesi nedeniyle mutlak korunacak dere yatakları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği" vurgulandı.
Kararda, "altın cevherinin bulunduğu kayaların ağır metal ve arsenik sülfür metalleri içermesi nedeniyle, madenin işletilmesi süresince ve sonrasında asit ortam yaratabileceği, buna bağlı olarak, metal sülfürler içerisindeki kurşun, arsenik, çinko, bakır ve diğer ağır metallerin harekete geçebileceği, galeriden ya da pasa döküm alanlarında çeşitli yollarla suya karışacağı, bunun sonucunda, başta insan sağlığı olmak üzere sudan yararlanacak diğer canlıların toksik etkilenmeye maruz kalacağı, maden sahasındaki bitki örtüsünün kuruması ya da yok edilmesinin erozyona neden olacağı, bunun da toprak varlığının kaybedilmesine sebep olacağı"na dikkat çekildi.
İdare Mahkemesi, bu gerekçelerle yürütmeyi durdurma kararı verdi. (EÖ/BB)