İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü 15 Mart’ta hayata geçirdiği kararla, bir ay boyunca İstanbul’daki toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, miting ve stant açmayı yasakladı.
15 Mart’ta yürürlüğe giren yasaklamanın gerekçesi Mardin’in Nusaybin ilçesinde devam eden sokağa çıkma yasağı ve Ankara ve İstanbul’daki bombalı saldırılar.
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamaya göre şöyle denildi:
“Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlemesinin önlenmesi ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması başlığı adı altında yer alan; Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüş düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteriş yürüyüş hakkı ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlemesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabileceği ifade eden Anayasanın 34.maddesi, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunun 10-17-23-32 maddeleri ile Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun uygulanmasına dair yönetmeliğin 5. Maddesi, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu 11/A ve 11/C maddelerinde öngörülen sınırlandırma ve yasaklama şartları doğrudan ve açıkça oluşturduğu değerlendirilen eylemlerin gerçekleşmesi durumunda, meydana gelebilecek istenmeyen neticelerin engellenebilmesi için İl Merkezimizde ve tüm İlçelerimizde 15.03.2016 Salı günüden itibaren otuz gün süreyle yapılması planlanan her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, miting, stant açma, çadır kurma etkinliklerini yapılması yasaklanmıştır.”
İstanbul İl Emniyet’in eylemleri yasaklamasına ilişkin Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil, “Söz konusu belge ile İstanbul’da hukukun tümüyle askıya alındığını öğrenmiş bulunuyoruz. Esasen benzer ‘emirnamelerin’ tüm illerde yayınladığını düşünüyorum –ki söz konusu emirname ve yasaklar Kürt illerinde uzun bir süredir uygulanıyordu” dedi.
Gökmen Yeşil, söz konusu belgenin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını belirterek, şunları söyledi:
“Anayasal haklar emniyet müdürlüğü emriyle yasaklanamaz”
“Uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alınmış ve Anayasal nitelikteki hakların Emniyet müdürlüğü emri ile yasaklanması hukuken mümkün değil.
“İlgili belge içeriğinden, yasaklama kararının İl Emniyet Müdürlüğü tarafından verildiğini, ilgili emniyet müdürlükleri, İstihbarat ve Terör Şubelerine gönderildiğini anlıyoruz.
“Ülke tümüyle idari makamların emirnameleriyle yönetilir bir halde”
“Bahsedilen maddelerin Emniyet Müdürlüğü’ne böyle bir yetki vermediği açık. Emiyet müdürlüğü sapla samanı birbirine karıştırmış demek gerekiyor ama gerçek daha da vahim.
“Ülke tümüyle kadılar ve müftülerin fetvalarıyla; idari makamların emirnameleriyle yönetilir bir halde.
“Bakın Anayasa’nın 34. maddesi toplantı ve gösteri hakkını izne tabi tutmadan güvenceye almıştır ki sınırlamanın sayılı belli hallerde ve sadece kanunla olabileceğini belirtmiş; Emniyet Müdürü veya benzer bir makama böyle yetki vermememiştir.
“Yine Anayasa’nın 13. vd. maddelerinde temel hak ve özgürlükler ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş, bu hakları kullanılmasının durudurulmasını savaş, seferberlik, sıkıyönetim gibi hallerin varlığına bağlamıştır.
“Diğer taraftan emniyet tarafından dayanak olarak gösterilen 2911 sayılı Kanunu’nun 10, 17, 23 ve 32. maddelerinin bu konuyla hiç ilgisi yok.
“10. madde mititng düzenlemek isteyenlerin başvuru belgelerini ilgili idari yetkiliye vermesi gerektiğini, 17. madde başvurusu yapılan bir mitingin vali tarafından ertelenebileceğini düzenliyor.
“23. madde kanuna aykırı eylemleri 32. madde ise bu eylemlere karşı uygulanacak yaptırımları düzenliyor.
“Gerekli yasal başvuruları yapacağız”
“Yasağın dayanağı olarak gösterilen İl İdaresi Kanunu’nun 11/A ve 11/c maddelerini Cizre, Sur ve Nusaybin gibi yerlerde uygulanan sokağa çıkma yasaklarından hatırlıyoruz.
“İlgili maddelerde valinin, genel ve özel bütün kolluğun amiri olduğundan ve il sınırları içerisinde yetkisi içerisindeki karara ve tedbirleri alması gerektiğinden bahsediyor. Bu yetki kuşkusuz yasalarla sınırlı –ki burada valilik tarafından alınmış bir karar da yok.
“Neticede Anayasa ve yasalar, değil emiyet müdürü veya vali, hiç kimsye bu derece diktatöryel yetkiler vermemiştir.
“Emiyetin, ilgili emirnameye ilgili ilgisiz bir kaç yasa maddesi serpiştirmesi, görüntüyü kurtarmaya çalışmaktan başka bir anlama gelmemektedir.
“Bu emirnamenin hukuki bir geçerliliği olmadığı gibi bunu yayınlayanlar ve kanuna aykırı bu emre uyan kamu görevlileri suç işlemektedir.
“Bu uygulamadan kaynaklı hakları ihlal edilen tüm müvekkilllerimiz adına ilgili amir ve kolluk görevlilleri hakkında yasal başvurularımızı yapacağız.” (OÖ/EKN)