İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, "Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları" isimli kitap nedeniyle "gizliliği ihlal" ve "terörle mücadele yer alan görevlilerinin kimliklerini açıklayarak hedef göstermek"ten açılan davada Milliyet gazetesi muhabiri Nedim Şener'i beraat ettirdi.
28 Nisan'da duruşma savcısı, İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer, Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı ve İstihbarat Dairesi Başkanlığı polis memuru Muhittin Zenit'in şikayetçi olduğu davada "terör örgütlerine hedef göstermek"ten Şener'in üç yıla kadar hapsini talep etmişti.
Dink cinayetinden yarım saat sonra polis muhbiri Erhan Tuncel'e telefon görüşmesi kamuoyuna yansıyan Zenit, Şener'in "yasaklanan bilgileri temin etmek ve açıklamak"tan cezalandırılması için şikatte bulunmuştu.
Mahkeme: Dink dosyasında olan gizli olamaz
Ancak mahkeme, bugünkü karar duruşmasında, şikayetçilerin bir bölümünün dok adlarıyla birlikte kimliklerinin zaten İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ele aldığı Hrant Dink Cinayeti dosyasında mevcut olduğunu, gizliliğin bu yolla zaten ortadan kalktığına hükmetti.
Gazetecinin beraatini talep eden avukatı Yücel Döşemeci de, savcının Şener'in gizliliği ihlalden cezalandırma istemediğini anımsatarak, "Belgeleri yayımlamak gizliliği ihlal yoksa, belgelerdeki bilgileri yayımlamak nasıl hukuka ayrılık olarak görülebilir?" diye sordu.
Döşemeci, müvekkilinin tüm dünyanın izlediği bir cinayetle ilgili kamu yararına uygun bir şekilde, kamu makamlarının hukuka aykırı uygulamalarını ortaya çıkarmaktan başka bir çabası olmadığını savundu ve bu faaliyetlerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin güvencesinde olduğunu bildirdi.
IPI basın kahramanı olarak seçti; TYB Ödüllendirdi
Döşemeci, Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) dünyada "basın kahramanı" olarak seçtiği 60 gazeteci arasında, yazdığı kitap nedeniyle müvekkilinin de bulunduğu bildirdi. Şener, dün akşam da Türkiye Yayıncılar Birliği'nin (TYB) Basın Özgürlüğü Ödülü'nü almıştı.
İstihbaratçı Muhittin Zenit, duruşmada söz alarak, kitapta 15 yıllık kod adının deşifre edildiğini ve bundan büyük zarar gördüğünü ileri sürerek Şener'in cezalandırmasını istedi.
Şener ise, 24 Nisan 2010'da Yerevan'da çekilen Hrant Dink ve yaşlı bir kadının yer aldığı ve üzerine "1.500.000 + 1" yazılı afişi mahkemeye sunarak, "Bakın dünya Hrant Dink cinayetine bizden daha çok sahip çıkıyor. Ancak cinayetle ilgili hukuki aykırı boyutları yazdığımız için bizler yargılanıyoruz" şeklinde konuştu.
Sanıkları avukatı Seyfettin Uzunçakmak ise, duruşma savcısından Yılmazer ve Sarı açısından da Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 6/1 maddesinden cezalandırma istedi. Ancak Savcı Celal Kara buna karşı çıkarak, bir kez cezalandırma istediğini ifade etti.
Kısa bir aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, cezalandırmaya yer olmadığına hükmetti. (EÖ)