İnsan hakları örgütlerinin oluşturduğu İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP), "KCK Davası'na ilişkin hazırlanan Yargı Gözlem Raporu"nu açıkladı.
152 Kürt siyasetçi ve insan hakları savunucusunun yargılandığı Diyarbakır KCK davasına ilişkin hazırlanan rapor, İHOP Dönem Sözcüsü ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, İnsan Hakları Akademisi Başkanı Hüsnü Öndül ve İzmir Barosu avukatlarından Murat Dinçer'in katıldığı basın toplantısında açıklandı.
"Yasal çalışmalar tehdit altında"
Öndül, davayı izlemeye almalarının nedenini şöyle açıkladı: "Türkiye'de özgürlükler pamuk ipliğine bağlı. Bu davayı insan hakları kurumları ve savunucularına yönelik uygulama nedeniyle izlemeye aldık. KCK operasyonlarında alınanlara baktığımızda, seçilmiş insanları ve yasal faaliyetlerde bulunan insanları görüyoruz. Dolayısıyla bu operasyonlar ile yasal çalışma imkanları tehdit altına alınıyor. Özel hayatın gizliliği, iletişim hakkı, ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkı kapsamında bu davayı izleme aldık."
"İşkence azaldı, hileli delil arttı"
Avukat Dinçer, İHOP'un davaya ilişkin Gözlem Raporu'nu açıkladı. Dinçer, "İşkencede azalma söz konusu, ama hileli delil toplama arttı. Kolluk kuvvetleri hileli delil toplama yöntemini yaygınlaştırıyor. Bu konuda çok fazla trajikomik örnek var. Türkiye'de yargı alanında hakim güvencesi denilen şey, işlevsiz durumda. "
Dinçer, KCK Ana Davası'nda yaşanan hak ihlallerini şu başlıklarla açıkladı:
* Savunma faaliyeti soruşturma tehdidi altında.
* Soruşturma aşamasında onur kırıcı muameleler yapıldı.
* Tutukluluk sürelerinin uzunluğu masumiyet karinesini boşa çıkarıyor.
* Sanıklar anadillerini kullanamıyor.
* Sanıklar lehine delil toplanmıyor.
* İfade özgürlüğü yargılamanın konusu yapılmıyor.
* Devletin tanıdığı haklar yargılama konusu yapılıyor.
* Haberleşmenin gizliliği tehdit altında.
"DGM'leri arar hale geldik"
Türkdoğan da Türkiye'de hukuk güvenliğinden yoksun bir sistemin olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: "Eski DGM'leri ve Sıkı Yönetim Mahkemeleri'ni arar duruma geldik. Özel Yetkili Mahkemeler'de kendimizi duvara konuşuyormuşuz gibi hissediyoruz. Burada yargı suçu işleniyor. Özel yargılama sistemi yurttaşların güvenliği açısından çok fazla tehlike içeriyor. Özel Yetkili Mahkemeler derhal kapatılmalıdır. Yargı yolu ile baskı söz konusu." (AS/EÖ)