Dünyada 152 ülkede, 234 üye sendika ile 148 milyon işçinin örgütlendiği ICFTU, "Barışçıl göstericilere yönelik şiddetin uygulanması, bir sendika hakkında tüzüğü nedeniyle insafsızca kovuşturma başlatılması ve hatta sendikanın kapatılma tehlikesi yaşaması, hiçbir şekilde bu temel hakların korunmadığını göstermektedir" dedi.
Eğitim-Sen'in bağlı olduğu Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun da (KESK) üyesi olduğu ICFTU, Erdoğan'a, Eğitim-Sen'in, tüzüğünde anadilde eğitimi savunduğu için kapatılma tehdidi altında olduğunu ve bu nedenle mahkemeye verildiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
Türkiye ILO'yu ihlal ediyor
"Türkiye parlamentosunun yaptığı son düzenlemeler ile uluslararası hukukun ve sözleşmelerin anayasa üstünde olması nedeniyle, Eğitim Sen'in tüzüğü hiçbir şekilde Türkiye Anayasasını ihlal etmemektedir. Tüzüğü nedeniyle Eğitim-Sen'e açılan dava, Türkiye'nin onaylamış olduğu, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 87 ve 98 sayılı sözleşmelerini ihlal etmektedir."
26 Kasım'da gerçekleşen olayların, sendikanın meşru sendikal çalışmalarını rahatlıkla yürütme imkanının olmadığını gösterdiğini savunan ICFTU, bu durumdan ve olayların gidiş seyrinden büyük endişe duyduğunu, bu endişenin Avrupa Komisyonu Genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn tarafından da dile getirildiğini ifade etti.
Türkiye'nin, onaylamış olduğu ILO'nun 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri gereğince uygulamak zorunda olduğu, örgütlenme özgürlüğü, ifade özgürlüğü, toplu pazarlık hakkı gibi temel sendikal hakların önemine dikkat çeken ICFTU, Erdoğan'dan acilen gözaltına alınan 10 kişinin serbest bırakılması ve Türkiye'de temel sendikal hakların tam olarak sağlanması için gerekli önlemleri almasını istedi.
KESK, 28 Kasım'da, Eğitim-Sen'in "Büyük Eğitimci Yürüyüşüne" yönelik polis baskısını protesto etmek için, ICFTU, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) ve ILO'ya mektup göndermişti. (KÖ)