Bildiride, "dinsel özgürlüklerin kullanılmasında kısıtlamalar varmışcasına, yapay gündem yaratıldığı" savunuluyor ve son dönemde yapılan yasal düzenlemelerin yargının siyasallaşması sonucunu doğuracağı belirtiliyordu.
Bu açıklamadan bir gün sonra ise, Yargıtay Başkanlığı'nın İnternet sitesinde, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda yapılan değişikliklerin, yargıdaki çalışma koşulları, özlük hakları ve diğer konulardaki sorunları çözmekten uzak" denilerek "Yürütmenin yargıyı etki altına alma girişimi"nden söz edildi.
Hükümet tansiyonu düşürecek
Bu süreç hafta içinde, yargı ile hükümet arasında karşılıklı açıklamalarla bir gerginliğe yol açtı.
"Yürütmenin yargıyı etki altına alma girişimi" olarak nitelenen durumla ilgili daha sonra Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, hükümeti eleştiren bir açıklama yaptı.
Kişisel eleştirilerini yazılı açıklamayla duyuran Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun seçimle gelen üyeleri, kanunda yapılan değişiklikle "yürütmenin yargıyı etki altına almayı hedeflediği"ni belirttiler.
Hükümet adına ise Adalet Bakanı Cemil Çiçek, 5 Temmuz'da CNN Türk'e yaptığı açıklamalarda, "Hakim alımında şimdiye kadar yöntem neyse bugün de odur. Geçmişte olmamış da şimdi mi siyasallaşma olacak. Hakimleri, şu dönemde bu dönemde alınmış diyerek ayrım yapmak doğru olmaz. Bu yargının üstüne gölge düşürür" dedi.
Yargıda siyasallaşma girişimlerine dair iddiaları reddeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan de "Yargıda siyasallaşma diye bir şey söz konusu olamaz, çünkü biz bunun bedelini ödeyenlerdeniz" diye konuştu.
Gelinen noktada, hükümet tansiyonu düşürmek için harekete geçti. NTV'ye göre, Başbakan Erdoğan'ın, yargı ile hükümet arasında yaşanan gerginliği yumuşatmak için görevlendirdiği Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok'u ve yarın (Cuma) da Danıştay Başkanları ile görüşecek.
Hükümetle yargı arasında devam eden kadrolaşma gerilimini düşürmeye çalışacak olan Şahin, Barolar Birliği Başkanı ile Yargıtay ve Danıştay başkanlarına hükümetin personel politikasını anlatacak.
Hukukçular ne dedi?
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu ve 60 baro başkanının, 2 Temmuz'da yayımladığı uyarılarda, "Son dönemde kolay yetişilemeyecek bir hızla gerçekleştirilen yasa değişiklikleri arasında yargının siyasallaşması sonucunu doğuracak düzenlemeler kaygı verici boyuttadır. Hiçbir gerekçe yargı bağımsızlığından ödün verilmesini haklı kılamaz" denildi.
Hakimler ve Savcılar Yasasında yapılan değişiklik karşısında Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun dahi eleştiriler getirmesinin, yasa değişiklikleri gerçekleştirilirken uygulamadan ve uygulayıcıdan ne kadar uzak kalındığının bir göstergesi olduğu savunuldu. Açıklamada, "Gerçekten bağımsız yargıyı oluşturmayı hedefleyen bir yargı reformu istiyoruz" denildi.
Yargıtay Başkanlığı'nın "2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu" ile ilgili açıklamasında ise, "laikliğe ve ulusal bütünlüğe aykırı söylemleri hayata geçirmeye çalışanlara destek yaratacağını ve belirtilen değerlerin korumasız kalabileceği"ne dikkat çekilmişti.
Açıklamada,'bazı kurumları birbiriyle karşı karşıya getirecek gerçeği yansıtmayan gerekçelerle' hakimler ve cumhuriyet savcılarının özlük haklarında iyileştirici düzenlemelere gidilmediği ve birinci sınıf hakimler arasında özlük hakları yönünden hukuksal dayanağı olmayan farklılıklar yaratıldığı ifade edilmişti.
Yasaların yeterli bir hazırlık ortamından geçmeden kabul edilmesinin, uygulamada farklı sorunların ortaya çıkmasına neden olduğunun da altı çizilerek, "Yeni yasalara ilişkin uygulamalar Yargıtay içtihatlarıyla şekillenene kadar bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçirilmemelidir. Ayrıca, bölge adliye ceza mahkemelerinin görev alanına giren konular daraltılmalı" dendi.