Hekimler, Herkesin Sağlık Hakkını Savunuyor

Sağlık çalışanlarının geçtiğimiz yıl başlattığı yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik eylemleri, "Umuda Beyaz Yürüyüş" adıyla Ankara'ya yaptıkları yürüyüşle sürüyor.

Türk Tabipler Birliği (TTB) İkinci Başkanı Metin Bakkalcı, "Özlük haklarımız, iş güvencemiz, sağlık hakkı" başlıklı eylem kapsamında Abdi İpekçi Parkı'nda vatandaşlara bildiri dağıtırken bianet'in sorularını yanıtladı, sağlık çalışanlarını taleplerini özetledi.

Bakkalcı, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) hem yurttaşların hem de sağlık çalışanlarının haklarını dikkate almadığını, buna karşı örgütlü tüm kesimler ve tüm yurttaşlarla sağlık ve yaşam hakkını savunacaklarını söyledi.

Sembolik genel kurul

"Sonuç alıncaya kadar eylemlerimizi sürdüreceğiz. Kararlılığımızı eylemimizin adından da anlaşıldığı gibi umutla sürdürüyoruz" diyen Bakkalcı; "Sağlık hakkı herkesi ilgilendirir; herkes bu hakkın arkasında durmalıdır" diye konuştu.

Bakkalcı, önümüzdeki günlerde, her alanda örgütlü kurumlarla tüm yurttaşların nitelikli ve parasız sağlık hizmetine ulaşması için eylemler yapmayı planladıklarını da söyledi.

"Anayasa Mahkemesi'nin TTB'nin delege seçimlerinin yöntemine ilişkin iptal kararının ardından, hükümetin halen bir yasa çıkartmadığını hatırlatan Bakkalcı, yasal boşluk nedeniyle gerçekleştiremedikleri genel kurul yerine, sembolik bir genel kurulla, tüm yurttaki sağlık çalışanlarıyla sorunlarını konuşacaklarını anlattı.

Talep ve eleştiriler

"Hükümet insanı esas alan, insandan yana politikaları tercih etmek zorunda" diyen Bakkalcı, sağlık çalışanlarının taleplerini ve AKP'ye yönelik eleştirilerini şöyle sıraladı:

* Karşı çıktığımız temel noktalar; Kamu Yönetimi Temel Kanunu'yla sağlığın kamusal hizmet olmaktan çıkarılması, sağlık çalışanlarının iş güvencelerinin ortadan kaldırılması, sözleşmeli personel uygulamasına geçilmesi ve örgütlülük haklarının yok edilmesi. Gizli sağlık kanunlarıyla tıp biliminin bilimsel niteliğine ve yaşam hakkının korunmasına karşı çalışılıyor.

* Türkiye'deki tıp ortamı yıllardır uygulanan sağlık politikalarıyla tahrip oldu. Özelleştirme politikaları sağlığı bir hak olmaktan çıkarıyor. Hekimler ve sağlık çalışanları piyasanın herhangi bir unsuru haline geliyor. Hem moral değerler hem de maddi koşullar tahrip ediliyor.

* AKP hükümeti, kamu alanında uyguladığı politikalara bağlı olarak sağlık hizmetlerini devlet elinden çıkarmaya çalışıyor.

* Uluslar arası Para Fonu'nun (IMF) da temsil ettiği, tüm dünyada uygulanmaya çalışılan liberal politikaların etkilerini, küçük bir azınlığın elindeki kaynaklara bakınca görüyoruz.

* Dünyada ve Türkiye'de insanların sağlık sorunları artıyor, hastalıklar nedeniyle ölüm oranlarına bakınca, bu politikaların geçersizliğini fark ediyoruz. (ÖG/BB)