Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, mahkeme ve yüksek mahkemelerin, erkek şiddetine ilişkin görülen davalarda, erkek lehine takdir yetkisini kullanarak, suç vasfını değiştirerek kararlar vermesini Meclis gündemine taşıdı.
Beştaş, Milli Eğitim Bakanlığı'nda çalışan bir kadını öldüresiye döven, dövdükten sonra da iki gün boyunca yanında kalıp hastaneye götürmeyen sanığa verilen ve indirim uygulanarak 25 yıla çevrilen cezayı hatırlatarak Adalet Bakanı Abdülhamit Gül tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi sundu.
TIKLAYIN - Erkekler Aralık'ta 30 Kadını Öldürdü
TIKLAYIN - Erkek Şiddeti Aralık 2018
"Günümüzde kangren haline gelmiş kadına yönelik erkek şiddetinin yaygınlaşması ve dahi çözümsüz kalmasında yargı kararlarının son derece önemli bir rolü olduğu açıktır" diyen HDP'li Beştaş, söz konusu olayı özetle şöyle anlattı:
"Milli Eğitim Bakanlığı'nda çalışan bir kadını öldüresiye döven, dövdükten sonra da iki gün boyunca yanında kalıp hastaneye götürmeyen sanığa verilen ve indirim uygulanarak 25 yıla çevrilen ceza, Yargıtay tarafından sanığın eyleminin "kasten yaralama" kapsamında kaldığı gerekçesiyle bozulmuştur.
"Yargıtay, sanığa en fazla 12 yıldan 16 yıla kadar hapis cezası gerektiren bu suçtan ceza verilmesi gerektiğine hükmederek, erkek şiddeti meselesinde nerede durduğunu da göstermiş oldu.
"Sanık ifadesinde, "Düşerek sağını solunu çarptı, kafasını klozete vurdu, istemediği için doktora götürmedim" savunmasını yapmış ve ne yazık ki bu savunma yargılamaya damgasını vurmuştur.
"Sanık eylemden sonra yaklaşık iki gün süreyle maktule ile aynı evde yaşamış, bu süre zarfında sürekli kusan ve gittikçe durumu kötüye giden bir tablo sergileyen maktuleyi hastaneye götürmemiştir.
"Mahkeme otopsi raporundaki bulguları ve ölümün gerçekleşme biçimini değerlendirmeksizin ceza indirimi yapmış, akabinde Yargıtay ise son derece elim bir karara imza atarak sanığın eylemini "kasten yaralama" olarak nitelendirmeyi tercih etmiştir.
Beştaş bu bağlamda Adalet Bakanı'na şu soruları yöneltti: