Enerji sektöründeki işçiler, 25 Şubat'ta gaz ve demiryolu sektörü işçileriyle beraber genel greve çıkmıştı.
150.000 kamu işçisinin grevine özel sektörde çalışan 130.000 işçi de 26 Şubat'ta dayanışma greviyle destek vermişti. Greve iki gün katılan demiryolu işçileri sendikasının önderleri savcıların tutuklama istemi nedeniyle önceki gün göz altına alındılar. Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) tutuklanan sendikacılarla dayanışma kampanyası başlattı.
G. Kore'de demiryolu ulaşımını devletin sahip olduğu Ulusal Demiryolları kurumu sağlıyor ve kurum şu sırada özelleştirilmek isteniyor.
Elektrik üretiminde tekel olan KEPCO şirketinin ise yüzde 51'i devletin ve bu şirket de özelleştirme gündeminde. KEPCO, 5 enerji santralında çalışan 5.000'den fazla grevci işçiyi işten çıkartmaya ve yerine geçici işçiler almaya başladı. Ayrıca zarara uğrattıkları gerekçesiyle, sendikacılar hakkında dava açılacağı da bildirildi.
Polis de enerji sendikalarının 24 önderini yakalamak için operasyon başlattı. Saldırıların yoğunlaşması üzerine işçiler, enerji kesmeyi gündeme getirerek, bunun sorumlusunun da, hükümet, şirketler ve savcılar olacağını belirttiler.
"24 Şubat Eylemi'nde neler olmuştu?
Güney Kore'de 25-26 Şubat tarihlerinde demiryolu, gaz, elektrik işçileri,hükümetin özelleştirme politikası ve çalışma saatlerinin fazlalığını protesto etmek için, greve gittiler.
Kore Sendikalar Konfederasyonu (KCTU) ve Kore Sendikalar Federasyonu'nun (FKTU) ortak aldığı kararla başlayan grev öncesinde, 24 Şubat Pazar günü, başkent Suel'de, 15 bin işçinin katıldığı bir yürüyüş düzenlenmişti.
Parlamento binasında biten yürüyüşte, işçiler hükümetin kısa süre içinde, başta demiryolları olmak üzere, birçok devlet teşebbüsünü özelleştireceğini ve bu özelleştirmeler sonucunda binlerce işçinin işinden olacağını, bu nedenle özelleştirmeye karşı direneceklerini belirttiler.
Hükümetin parlamentodan geçirmeye çalıştığı yeni çalışma yasasının zaten uzun olan çalışma saatlerini kısaltmayı içermediği gibi, çalışma koşullarını daha da kötüleştirdiğini vurgulayan Güney Koreli işçiler, çalışma saatlerinin kısaltılmasını talep ettiler. Bu talepleri kabul edilene kadar eylemlerinin süreceğini bildirdiler.
Ardından Kore Demiryolları Sendikası, Kore Elektrik Santralleri Sendikası, Elektrik Mühendisleri Sendikası, Sosyal Sigortalar Sendikası ve Gaz İşçileri Sendikası çalışanlarının, 25 Şubat'tan itibaren greve gidecekleri duyurulmuştu.
25 Şubat günü, başlayan grevden Güney Kore'de günlük yaşam etkilendi. Grevin yayılması karşısında, Sanayi-Ticaret ve Enerji Bakanlığı'nda bir kriz odası oluşturuldu.
Başbakan Lee Han-Dang "Grev yasadışıdır ve greve çıkanlar cezalandırılacaklardır" derken, bir yandan yeni greve çıkanları engellemeye dönük tehdit yaparken, grevci işçilere saldıracağının sinyallerini de verdi. Hemen ardından, grevin yasadışı olduğunu ilan ederek, greve giden sendika liderlerinin 37'si hakkında tutuklama kararı aldırdı.
Son bir yıl içinde 700 sendikacının tutuklandığı Güney Kore'de, bu grevde de aynı yola başvurularak sendikacılar sindirilmek istendi. Çoğunluğu devlet teşebbüsü olan gaz, elektrik ve demiryolu işletmeleri de dahil, Güney Kore'de kamu emekçilerinin greve gitmeleri yasa ile yasaklandığı halde, bugüne kadar grevlerin önünü alınamadı.
Eylemle birlikte 5 bin demiryolu işçisi Kankuk Üniversitesi'nin bahçesinde oturma eylemine başlarken, 2 bin işçi Pusan Üniversitesi'nde, 1500 işçi Choongam Üniversitesi'nde, 2 bin işçi Yaungjoo Demiryolu Stadı'nda, 5 bin elektrik işçisiyle 5 bin sosyal sigortalar işçisi de Suel Ulusal Üniversitesi'nde toplanarak, oturma eylemleri yapmaya başladılar.
Ardından hükümet, bu bölgelere asker sevk etti ve üniversiteleri kuşattı.
İlk gün yapılan görüşmelerde sonuç alınamadı. Sadece, Gaz İşçileri Sendikası görüşmeler devam ettiği için, 8 saat sonra grevi bitirme kararı aldı. Diğer sendikalar anlaşma sağlayamayınca, 500 bin üyeli, Kore'nin ikinci büyük konfederasyonu olan ve otomotiv sanayiinde etkinliğe sahip, radikal KCTU diğer sektörlerinde, grevlerle dayanışmak için dayanışma grevlerine başlayacağını duyurdu.
26 Şubat günü, KCTU'ya bağlı 18 sendika ve 101 işyerinde, 130 bin işçi daha sınıf kardeşlerini yalnız bırakmayarak, iş bıraktı. Kore Sosyal Sigortalar Sendikası'ndan 5 bin, Hyundai Motor İşçileri Sendikası'ndan 38 bin, Kia Motor İşçileri Sendikası'ndan 22 bin, Ssangyong Metal İşçileri Sendikası'ndan 4200 işçi ve Kore Metal İşçileri Sendikası'ndan 25 bin işçi greve katılırken şu talepleri ileri sürdüler:
* Stratejik kamu sektörlerinin özelleştirilmesi planı geri alınsın.
* Küçük-büyük sektör ayırımı yapılmadan çalışma saatleri düşürülsün.
* KTCU başkanı Don Byung-ha da işinde olmak üzere, tutuklanan bütün sendikacılar serbest bırakılsın.
"KCTU'nun yürüyüşü"
Dayanışma eylemleri süresince, Güney Kore'nin 22 şehrinde yürüyüşler düzenlendi. Üniversite'de 8 bin işçi oturma eylemi yaparak dayanışmada bulundu.
İşçilerin kararlı eylemleri karşısında basınç altında kalan hükümet, görüşmelere yeniden başladı ve 27 Şubat'ta anlaşma sağlanınca demiryolu işçileri greve son vererek işlerine döndüler.
Anlaşma çerçevesinde, bazı sektörlerde 62 saati bulan çalışma saatlerinin, işçilerin ücretleri değişmeden, kısaltılması karar altına alındı.
Özelleştirilecek sektörlerden demiryolları başta olmak üzere, işçilerin kaygılarının dikkate alınacağına dair anlayış birliğine varıldı, fakat hükümet yetkililerinin, anlaşmanın hemen ardından, özelleştirme konusunda kararlı olduklarını belirterek, bu konuda taviz vermeyeceklerini belirtmesi, Güney Kore'de de özelleştirmeye karşı mücadelenin kızışacağı yorumlarının yapılmasına neden oldu. (NU)