Sosyalist Demokrasi Partisi Genel Başkanı Filiz Koçali de, yarın, (20 Eylül) 150 imzalı girişimin ve Başbakan tarafından verilen olumlu işaretlerin sonucunda PKK'nin ilan ettiği bir aylık eylemsizlik durumunun sona ereceğini hatırlattı; "Türk ve Kürt kamuoyu, zaten, özellikle askeri operasyonların sürdürülmesi koşullarında bütünüyle sona ermeyen çatışmaların tehlikeli biçimde tırmanacağından ve büyük kentlerin de çatışmaların etkisi altında kalacağından ciddi biçimde kaygı duyuyor" dedi.
Kozanoğlu: Barış umudu sönmemeli
Kozanoğlu,15 Haziran 2005 tarihinde 150 imzacının çağrısı etrafında şekillenen girişimin, çatışmanın sona ermesi için olumlu bir hava yarattığını belirterek, "Bu çağrının ardından Başbakanın sorunu 'Kürt Sorunu' olarak doğru tanımlaması ve PKK'nin bir aylık eylemsizlik kararı, toplumda barış umutlarını daha da güçlendirdi. Bu umut sönmemeli" dedi.
Kürt sorununun demokratik çözümünden yana olan herkesi inisiyatif almaya çağıran Kozanoğlu, "Çatışma ortamından beslenen, şiddetin dilini kullanan ve insanlık için bir utanç olan linç girişimlerini hayata geçirmeye kararlı olanlara karşı herkesin tavır alması gerektiğini" ifade etti.
Bu süre içerisinde hükümetin çözüm sürecinin önünü açacak adımlar atmamasını eleştiren Kozanoğlu,şöyle devam etti:
"Hükümet, TBMM Başkanı'nın Meclisi toplama fırsatını değerlendirmeli, sorunun demokratik açılımlarla çözümü konusunda inisiyatif almalı, Terörle Mücadele Yasası gibi demokratik zeminleri daraltan ve çözümü zorlaştıran taleplere yol vermemelidir.
"Kürt sorununun bir kimlik sorunu olduğu gerçeğinden hareketle ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel boyutlarıyla bütünlüklü demokratik çözüm önerileri geliştirmelidir."
Koçali: Şiddeti durdurmak mümkündür
Filiz Koçali, "SDP, Türk ve Kürt kamuoyunun şiddetin karşılıklı olarak tırmanmasından ve giderek sivil Türk ve Kürt kitlelerini karşı karşıya getirmesinden duyduğu kaygıyı bütünüyle paylaşıyor" dedi.
Herkesi derinden kaygılandıran tehlikeli gelişmelerin önlenmesinin, doğrudan doğruya hükümete bağlı olduğunu ifade eden Koçali, şöyle devam etti.
"Hükümet Abdullah Öcalan'ın İmralı'da karşı karşıya olduğu tecrit durumuna son vermelidir. Gerek SDP'nin, gerek ÖDP'nin, gerekse İHD'nin ısrarlı başvurularına rağmen, bu sayılanların avukatları aracılığı ile, Öcalan'dan çatışma ortamının yumuşatılması yönünde telkinde bulunması için görüşme girişimleri engellenmiştir."
Koçali, "eğer hükümet demokratik açılımlardan geri adım atılmayacak" derken samimiyse, her şeyden önce, yarın sona erecek eylemsizlik durumunun sürdürülmesi yönünde teşvik edici bir tutum takınmasını istedi.
CHP'nin Meclisi olağanüstü toplantıya çağırmasını da eleştiren Koçali, "CHP, her şeyden önce Deniz Baykal, kriz ve istikrarsızlık silahıyla oynamaktadır. Eylemsizlik kararının sona ereceği sırada TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırmaktaki amacı, Meclis kürsüsünden, 'terörle mücadele' adı altında, Kürt kamuoyunu tahkir ederek kışkırtmak ve eylemsizlik durumunun sürdürülmesini olanaksız kılarak, çatışma ortamından siyasal avantaj sağlamaktan başka bir şey değildir" dedi. (KÖ)