Boşandıktan sonra, bugün 9 yaşında olan oğlunun geçimini sağlamak için çalışmak zorunda kalan Hatice Kara, eşini kaybedince üç çocuğuna tek başına bakmaya başlayan ablası Gönül ile birlikte program yapımcılığına başlamış.
Mersinliler onları "Merhaba Hemşehrim"le tanıdı
Eğitimlerini liseye kadar sürdürebilen ve erken yaşta evlenen iki kızkardeş, "Kendi emeğimizle, kimseye ihtiyaç duymadan yaşamaya çalışıyoruz" diyor.
Eğitimlerinin yetersizliği nedeniyle iş alternatiflerinin bulunmadığını belirten Gönül Kara, program yapımcılığına da yerel kanallara yarışma programı hazırlayan bir arkadaşlarının cesaretlendirmesiyle başladıklarını anlatıyor.
Mersinliler, "Başta tereddütlerimiz vardı; ama işlerin yürüdüğünü görünce devam ettik" diyen Gönül ve Hatice Kara'yı, yıllardır değişik kanallar aracılığıyla izledikleri "Merhaba Hemşehrim" programından tanıyor.
Her hafta farklı bir il, ilçe ya da köyü konu olan programın, oldukça zahmetli bir hazırlık aşaması var.
Hatice ve Gönül Kara, tanıtacakları yörelerden Mersin'e göç etmiş kişilere ulaşıp onları programlarına davet ediyor. Gönül Kara, tanıtacakları yere gidip yetkililerle görüşüyor ve yörenin sosyo-kültürel özelliklerini, doğal güzelliklerini anlatan bir tanıtım filmi hazırlanıyor. Ardından, iki kızkardeş mağaza mağaza dolaşıp reklam ve altyazıları topluyor.
"O bizi bırakmadıkça..."
Haftanın yedi günü çalıştıkları halde, ekonomik zorluklar içinde yaşadıklarından yakınıyor, Hatice Kara:
"Program yayınlandıktan sonra, işyerleri reklam bedellerini ödemeyi ya erteliyor ya da taksitlere bölüyorlar. Altyazıyı ya da reklamı beğenmedikleri gerekçesiyle para vermek istemeyenler de oluyor. Yaz-kış çalıştığımız halde ne iş güvencemiz ne de birikimimiz var."
Hatice ve Gönül Kara, omuz omuza sürdürdükleri yaşam mücadelesini, sağlıkları elverdiği ve çocukları onların kazandığı paraya ihtiyaç duyduğu sürece bırakmamaya kararlı:
"Yapabildiğimiz tek iş bu. Bu iş bizim ekmek teknemiz; o bizi bırakmadıkça biz onu bırakmayız..." (EZ/BB)