Erkek Sporcu Yok, Kadın Sporcu Var
Düzel, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sağlık Yüksek Kurulu'nun istifasına yol açan olayın gerekçesinin Teakwando antrenörü İlhan Aşkın'ın şikayetinde sıralandığını söylüyor: "aile mahrumiyetini", "ailelerin tepkisi", "çevreden farklı tepki ve durumlarla karşılaşmak."
"Bu mesele, kadınlardan çok, ailelerin, çevrelerin ve yaşadığımız ataerkil toplumun sesini bize duyuruyor. Kadınların bedenlerini ve cinselliklerini yok sayan, var saydığı durumlarda da ayıplayan bir toplum söz konusu.
"Bu toplumda kadın sporcu olmak, verili sınırların dışına çıkmak zorken, kadınlar 'toplumsal kadınlıkları' hatırlatılarak, mahremiyetleri ve özel alanları adına belli bir noktaya geri çekilmeye çalışılıyor."
Düzel:Özel alan, kamusal alan ilişkisi
Düzel, feministler olarak kadınların bedenleri kendilerinin söz sahibi olması gerektiğini savunsalar da, "Aynı zamanda özel alanlarımızla kamusal meseleler arasındaki ilişkileri kurmaktan vazgeçmememiz gerektiğini düşünüyorum" diyor.
Regli gizleme halinin hiç bitmediğini, yaşanan ağrılar, "altına geçme" ihtimali, çantasının ucundan gözüken pembe orkid poşeti, tuvalete giderken yana alınan çantalar, giyilen kıyafet vs. gibi gizleme örtme hallerinin asla bitmeyeceğini vurguluyor.
"Bedenimizin doğayla buluştuğu en güzel nokta olan regl ile barışmadıkça, bu utanç kültürünün aktif taşıyıcıları olmaya devam edeceğiz ve her diğer mahrem mesele gibi bunun da yükü bizim omuzlarımızda olacak."
Kadınların kendi regl deneyimleri
Kadınların kendi deneyimlerinden yola çıkarak saklama isteğinin anlaşılabileceği kanısında. Düzel bu konuyla ilgili sorularını şöyle sıralıyor.
"Bize reglden ilk kim bahsetmişti, nasıl anlatılmıştı? Reglin etrafındaki kültürel imgeler, anlamlar nasıl, bu konuyu ağrılar dışında konuşuyor muyuz? Regl döngüsünün vücudumuzda yarattığı etkilerden haberdar mıyız? Reklamların regl konusundaki bilgimiz ve yaklaşımımıza etkisi ne gibi ?"
Sporcu yok; "Kadın" sporcu var
Düzel, bu soruların yanıtlarının hiç de iç açıcı olmadığını söylüyor. Görmezden gelinse de yokmuş gibi davranılsa da regl döngüsünün tüm doğallığıyla kadın vücudunda yaşadığını söylüyor.
"İşte bu ikircikli hal sürekli kadınların aleyhine, onların örtünmesi yönünde işliyor. Kadın sporcular da bu konuda örgütlü olmamaktan, destek bulup bulamayacaklarına emin olamamaktan, ailelerinden sürekli gelmekte olan uyarılar, 'kaygılar' vs. yüzünden, zaten erkek antrenörlerin aslında yapmaları gereken rahatlatıcı ve regli nötrleyici bir konuşmayı asla yapmamaları yüzünden- çünkü onların gözünde erkek sporcu yok, "kadın" sporcu var- belli ki daha 'zor' olanı seçiyorlar. "
Bir yerlerde regl müzesi vardı!
Düzel, regl konusunda kültürlerin bilinçaltında ne yattığını anlamak için kapsamlı çalışmalar yapmak gerektiğine işaret ediyor.
"Neden bu kadar kötü şeylerle ilişkilendiği sorusu mesela, kadınların toplumsal tanımlarını çözmede önemli olabilir. Genelde anlayamadığımız şeylerden korkarız ya, kadınların da böyle düzenli kanaması, vücudunda birbirini etkileyen akışkan süreçlerin gerçekleşmesi, hatta belki de bunların ayın hareketleri ile bağlantılı olması hala tam keşfedemediğimiz olaylar silsilesi.
"Bu nedenle kadınların bedenlerine dair bir korku var ve bu korku kadınlara da bulaşmış durumda olsa gerek, öyle bir korku ki gerçekte olana yönelik sürekli bir ihmali gerektiriyor. Bir yerde duymuştum, regl ile ilgili bir müze vardı, görsek bilsek ne iyi olurdu! " (AD/EÖ)