İngiliz Financial Times gazetesi'nde David Gardner ve Daniel Dombey imzalı makalede Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin iktidarda geçirdiği 10 yıldan sonra geldiği nokta analiz ediliyor.
"Erdoğan'ın Türkiye'si: Daha gaddar bir yönetim" başlıklı makale için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan afişinin önünde duran çevik kuvvet polislerinin olduğu bir fotoğraf seçilmiş.
Erdoğan'ın giderek daha otoriter bir yönetim benimsediğine dikkat çeken gazete, rakipsiz bir güç haline gelen Erdoğan'ın ve eleştirilere karşı hoşgörüsünün giderek azaldığını belirtiyor.
Gazete, Erdoğan'ın portrelerinin Mustafa Kemal Atatürk'ünkiler kadar yaygın hale geldiği, medya üzerindeki baskıların, siyasi davalardaki usulsüzlüklerin arttığı ve yönetiminin giderek daha da otoriterleştiği tespitine yer veriyor.
Financial Times, 2002 den bu yana üçüncü kez seçilen Erdoğan'ın oylarının yine de arttığına dikkat çekerken şöyle diyor:
Tahammülsüz ve rakipsiz güç
"Erdoğan ilk dönemini gecikmiş siyasi reformlara ve azınlık haklarını güçlendirmeye adamıştı. Fırtınalı geçen ikinci döneminde popülaritesini kullanarak Türkiye'nin güçlü generallerini sahneden indirdi. Şimdi, rakipsiz bir güç haline geldi ve eleştirilere karşı hoşgörüsü azalıyor."
"Onlarca yıl boyunca ordu ve Kemalist kadroların gözetiminde olan demokrasiden sonra, AKP'nin başlattığı anayasal devrim geriye gitmeye başlamışsa eğer, bu durum dünya sahnesinde etkisini arttıran bir ülke için büyük sonuçlar doğuracak bir gelişmedir."
Erdoğan hakkında "barut gibi mizacı var" ifadesi kullanılıyor ve şöyle devam ediliyor:
"O her şeyi bildiğini zanneder"
"Bazı gözlemciler onun bu feveranlarının önceden hesaplı olduğuna inanıyor olsa da, İstanbullu bir yorumcu bunu 'gücü tek başına elinde bulundurma hevesine sıkı sıkıya sarılması' olarak niteliyor."
"Açık Toplum Vakfı'nın başkanı Hakan Altınay, 'Onun ilgilendiği tek şey alkış ve sadakat' diyor. Hatta sadık bir AKP milletvekili bile bu sorunu doğruluyor: 'O sizi dinler ama zaten her şeyi bildiğini zanneder: Ben neye karar verdiysem, doğru olan odur diye düşünür' diyor."
Makalede yeni anayasa süreci hakkında da tespitler var.
Yeni anayasanın, bireysel hakların korunmasında hayati bir öneme sahip olabileceği söyleniyor.
Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak önem kazandığını, ekonominin neredeyse Çin ile aynı hızda büyüdüğünü ve refahın, sağlık hizmetleri, okullar ve yollar ile yayıldığını söyleyen Financial Times, buna otoriterleşmenin arttığını vurguluyor.
Hapisteki gazeteci sayısı İran ve Çin'den fazla
Çoğunluğu Kürt hapisteki 104 gazetecinin İran (42) ve Çin'de (69) hapiste olan toplam gazeteci sayısından fazla olduğu belirtiliyor.
Makale, akademisyen Büşra Ersanlı ile yayıncı Ragıp Zarakolu'nun tutukluluklarına ve "siyasetle yüklü bir başka dava" diye nitelediği Ergenekon davasına da değiniyor. Bazı kesimlerin yargının AKP ve Gülen hareketinin muhaliflerini bastırmak için kullandığı bir araç haline geldiğine inandığını belirtiyor.
"Gülen müttefiki olduğu düşünülen savcıların başbakanın istihbaratın başına getirdiği Hakan Fidan hakkında soruşturma başlatmaya çalışması AKP'ye hukukun siyasi amaçlar için kullanılmasının iki tarafı keskin bir kılıç olduğunu gösteriyor."
Yazıda, 12 Eylül davasının ve Ergenekon'un geçmişte yaşananlarla yüzleşilmesini sağlayacak doğru davalar olarak görüldüğü belirtiliyor. (IC)