Diyarbakır Demokrasi Platformu yaptığı açıklamada, "Çocuk yaştaki birkaç kişinin eline Türk Bayrağı verilerek gerçekleştirilmek istenen provokasyon ortamı, giderek artan bir gerilime dönüştürülmek istenmektedir" dedi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Kim oldukları ve kim tarafından ellerine bayrak verildiği dahi tespit edilmemiş küçük çocukların gerçekleştirdiği bu üzücü olayı fırsat bilerek, bir halkı hedef gösteren açıklama ve beyanlar, bayrak olayı kadar üzücü ve düşündürücüdür.
Newroz'da son yıllarda Türkiye'de yapılan en kitlesel ve coşkulu kutlamalardan mesaj çıkararak Kürt sorununun çözümü konusunda adım atması gerekenler, bunun yerine bir avuç suda kıyamet kopararak, belki de yakın zamanda hayata geçirmeyi planladıkları projelerinin ilk adımını atmaya çalışmışlardır.
Bu olay kullanılarak hem Newroz'da verilen barış mesajları gölgelenmek hem de Türkiye'de yeni bir milliyetçi dalga yayılmak istenmektedir. Ancak milliyetçi girişimlere karşı verilecek en güçlü yanıtımız, demokratikleşmede ısrar olacaktır."
Milliyetçi histeri uyarısı
Özgür-Der de "Bayrak olayı bahanesiyle ülkede militarizm ve milliyetçi histerinin yeniden hakim kılınmaması" uyarısını yaptı.
Genel Başkan Hülya Şekerci imzasıyla yapılan açıklamada şöyle dendi:
"Bayrak olayı sistemli bir kışkırtma kampanyasına zemin kılınmak isteniyor. Siyasi düzlemde meydana gelen değişiklikler nedeniyle bir süredir sesleri kısılan, geri plana düşen çevreler Mersin olayını bahane kılarak kaldıkları yerden devam etme derdindeler.
Milliyetçi, devletçi zihniyet, siyasetin normalleşme sürecine girmesinden ve yarım yamalak da olsa hak ve özgürlükler alanının genişlemesinden rahatsızlık duymaktadır.
Yaşanan olay temelde sıradan bir asayiş ihlali olarak ele alınıp, kovuşturulabilecek bir hadise olmasına rağmen, konu sistematik bir şekilde savaş çığırtkanlığı boyutlarına vardırılmıştır."
Açıklamada, etnik, milliyetçi politikaların bölge halklarının önce ayrışmasına, sonra çatışmasına zemin hazırlayacağı kaydedildi.
"Toplumsal sorunlar, ilkel milliyetçilik duygularının kabartılması suretiyle değil, ancak adalet ve kardeşlik temelinde diyalogla çözülür." (TK)