Ekonomik Kriz Sanayide Çalışan Çocukları "Teğet Geçmedi!"
Araştırmanın künyesi; Sanayide Çalışan Çocuklar
Araştırmanın yapıldığı yerler; Araştırma 1 Ocak 2009-30 Haziran 2009 tarihleri arasında belirtilen kurumlarda yapılmıştır. Mesleki Eğitim Merkezlerinde öğretim gören çocukların çalıştığı işyerleri,
Yöntem; Yüzyüze soru-yanıt. Anket 300 öğrenciye uygulandı.
Araştırmanın amacı; saniyede çalışıp mesleki eğitim merkezlerinde öğrenim yaşamlarını sürdüren çocukların yaşadığı sorunlar, karşılaştığı riskler ile ekonomik krizin çalışan çocuklara etkilerini araştırmak. Bulguları kamuoyunun bilgisine sunarak yetkililerin sorunlara çözüm üretmesini sağlamak.
Araştırmanın yorumu, sanayide çalışan çocuklar, çok çocuklu ailelerden gelmektedir. Karadeniz, Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinden İstanbul'a yoğun gelişlerin olduğu görülmektedir. Çocuklar daha çok aile yanında kalmakta, 11 yaşından itibaren çalışmaya başlamaktadırlar. Günlük çalışma süreleri çok uzun olup, işyerlerinde genellikle ayakta çalışmaktadırlar. Çocuklar ağırlıklı olarak çok katlı ev ve gece kondularda yaşamatadır. Evler genellikle üç odalı olup, çocuklara ait ayrı odalar bulunmaktadır. Ailede çocukla birlikte bir yada iki kişi çalışmaktadır. Çocuklar boş kaldıkları zamanlarda tv izlemekte, kahveye gitmektedirler. Sinema ve tiyatro çalışan çocuklar için sadece televizyonlarda var.
Sanayide çalışan çocuklara ayda ortalama 250-400 TL arası ücret ödenmektedir. Çocuklar aldıkları ücretleri yetersiz bulmakta, ücretlerin gecikmeli ödendiğini ifade etmektedirler. Alınan ücretin büyük bir bölümü aileye verilmektedir. Aile bütçesine katkıdan söz etmek olanaklıdır.
Sanayide çalışan çocukların yarısı çalıştıkları işyerlerinde şiddet, cezalandırma ve hakaret gördüklerini ifade etmektedirler. Çalışma ortamlarının iş kazalarına açık risklerle dolu olduğu, iş kazalarına karşı yeterli güvenlik önleminin olmadığı, işyerlerinde kazalara karşı yeterli düzeyde uyarıcı ve açıklayıcı bilgiler verilmediği belirtilmektedir.
Son yaşanan ekonomik kriz nedeniyle çocukların ailelerinde çalışanların işten çıkarıldığı, krizin çocukları ve ailelerini olumsuz yönde etkilediği anlaşılmaktadır. Ayrıca ekonomik kriz gerekçe gösterilerek ücretlerin ödenmesi de geciktirilmektedir.
Sanayide Çalışan Çocuklara Yönelik Anket
Türkiye'de Çocuk İşçiliği, Sanayide Çalışan Çocukların Sorunları ve Çocuk Emeğinin Sömürülmesi Konusuna Bakışımız
Çocukların Yaşadığı Sorunlar ve Karşılaştıkları Riskler:
Sorunların Çözümüne Yönelik Öneri, Görüş Ve Düşüncelerimiz;
Çalışan çocukların çalışma yaşamını sürdürdükleri iş ortamları ve çalışma koşullarının düzenlenmesinin ardından bu çocukların uluslar arası hukuktan doğan hakları bakımından yapılacak çalışmaların program ve projelerin oluşturulması ve geciktirilmeden yaşama geçirilmesi gerekmektedir. Bu sorunların çözümüne yönelik üretilen bütün projelerin, çözüm önerilerinin ilgililer ve yetkililer tarafından iyi algılanıp değerlendirilmesi ve gereklerinin yerine getirilmesi bir zorunluluktur. Böyle bir çalışma, bu işin muhatabı olan resmi kurumlar ile sendikalar, odalar ve derneklerin içinde yer alacağı geniş platformlar tarafından yürütülmelidir.
Neler Yapılmalıdır?
Devlet uluslar arası sözleşmelerde çocuk hakları ile ilgili yer alan bütün hukuk kararları uygulamada hiçbir yönden çekince koymamalıdır.
Çalışmakta olan çocukların örgütlenmelerinin önündeki anti demokratik yasalar kaldırılmalı, uluslararası hukuktaki bu konularla ilgili uyum yasaları hemen çıkarılmalıdır.
Bu çocuklar için mesleki ve psikolojik rehberlik danışma merkezleri ile sağlık merkezleri kurulmalıdır.
KOBİ'ler desteklenmeli, organize sanayi bölgelerinin küçük sanayi sitelerine taşınmaları sağlanarak, teknolojik gelişmeler kullanılarak çocuk iş gücü azaltılmalıdır.
KOBİ'ler mali yönden desteklenmeli, gümrük birliğinin olumsuz etkileri azaltılmaya çalışılmalıdır.
3308 Sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanunu ve diğer kanunlar, çocuklar daha fazla korunmaya alacak bir yaklaşımla yeniden düzenlenmelidir.
İşverenler, odalar ve mesleki kuruluşlar çalışan çocuklar konusuna önem vermelidir.
Çocukların asgari çalışma yaşı ile ilgili İLO'nun 138 sayılı sözleşmesi onaylanmıştır. Yürürlüğe konmuş ancak, denetleme kontrol yoktur. Yasal düzenlemelerde çocukların çalışma yaşı ile ilgili farklılıklar giderilmelidir.
İş kanununda yer alan istisna hükümler kaldırılarak, tarımda çalışan çocuklarda yasa kapsamına alınmalı, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgili düzenlemelerden T yararlanmaları sağlanmalıdır.
Kesintisiz eğitim; 2 yıl okul öncesi, 9 yıl temek eğitim, 4 yıl mesleki ve genel ortaöğretim olacak şekilde düzenlenmeli, çocuklar çalışma ortamlarından eğitim-öğretim ortamına geçirilmelidir.
Eğitim sisteminin niteliği aileler ve çocuklar için çekici bir hale getirilmelidir. Okullarda velilerden para toplama işlemine son verilmelidir, eğitim-öğretim parasız olmalıdır.
Çıraklık ve mesleki eğitim kesintisiz eğitim sonrasında çalışma yaşamına atılmak isteyen çocuk ve gençler için, alternatif ikili meslek eğitimi sistemi olarak yeniden yapılandırılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır.
Okul-sanayi bütünleşmesinin sağlanabilmesi için küçük sanayicinin gereksinmesine uygun meslek öğrenimi sağlanmalıdır.
İşçi sendika ve konfederasyonlarında, "Genç İşçiler/Çalışan Çocuklar" birimi oluşturulmalıdır. Kamu ve sivil kuruluşlar, çalışan çocukların çalışma koşullarını iyileştirilmesinde önemli bir baskı grubu olmalıdırlar.
21.yüzyıla, çocuk hakları açısından bakılmalı ve bu çerçevede çalışan çocuklar için "sosyal acil eylem programı" hazırlanmalıdır.
Sonuç olarak;
Çocuk çalıştırmanın asıl nedeni toplumsal az gelişmişlik ve yoksulluktur. Çünkü çalışan çocukların %95'i yoksulluk sınırında yaşamaktadır. Ayrıca ülkemizde son yıllarda artarak yaşanan köyden kente göç olgusu çocuğun çalışma yaşamında yer alıp, yönlenmesini önemli oranda etkilemektedir. Göçle birlikte yaşanan olumsuz koşullar çocukları eğitimden çok ailenin ekonomisine katkıda bulunmaya zorlamaktadır. Böylece çocuklarımız çok küçük yaşta yoğun bir ucuz emek sömürüsü içine girmektedir. Sadece kentlerde değil, kırsal kesimlerde de çocuklar (ör.tarımda) çok ucuz iş gücü olarak kullanılmakta ve sömürülmektedir. Ayrıca ticaret ve hizmetlerde de çok yaygın çocuk işçiliği vardır.
Çocukların iş yaşamında çalışmaya başlaması ve günün büyük bir bölümünü (8-14 saat) işyerinde geçirilmesi ile birlikte, trajik olaylar ve psikolojik sorunlar yaşanmaktadır. Çocuklar çeşitli riskler ve sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. İşyerlerinde kayıt dışı, kuralsız (esnek) çalışmanın genel bir kural olarak uygulanması sorunları daha da ağırlaştırmaktadır.
Bu bağlamda; ülkemizin ve toplumun geleceği olan tüm çocuklarımıza sahip çıkmalı onların geleceği için gerekli duyarlılığı göstermeliyiz. Çocuklarımızın nitelikli eğitim almalarını, sağlıklı büyümelerini ve gelişmelerini sağlayacak önlemler almalıyız.
Eğitim Sen 2 Nolu Şube
Not : Bu çalışma 1 Ocak 2009-30 Haziran 2009 tarihleri arasında yapılmıştır.