İmzacı Kürt aydınlarına yönelik karalama kampanyasına kimi "demokrat aydınların" da "zamanlamayı yanlış bularak" katıldıklarını hatırlatan Ekinci, "Bu çevreler, Türkiye'nin izlediği asimilasyoncu ret ve inkar politikasını gözardı edip ve Avrupa Birliği (AB) organlarını kandırmaya dönük düzenlemelerle yetinmemizi istiyorlar" diye konuştu.
Ekinci, Kopenhag Kriterleri'nin "ulusal azınlıkların korunmasını öngören metinlerin tümüne uygun olarak azınlık haklarının garanti altına alınmasını üyeliğin zorunlu bir koşulu" saydığını hatırlattı.
İlan metninin yayımlanırken değiştirildiği ya da isimlerin habersiz olarak kullanıldığı iddialarını da inandırıcı bulmayan Ekinci, "Savunma amaçlı bu iddiaların, liderlikleri kendilerinden menkul, bilgisiz, cahil, korkak ama muhteris kimi şahısların, başlattıkları uzlaşmacı siyasetin zarar göreceği endişesine kapılarak, inkarcılığı yeğlemeleriyle oluşan panik havası içinde öne sürüldüğü anlaşılmaktadır" dedi.
"İlanlarımız, demokratik hak ve görevdir"
Ekinci, basın kuruluşlarına gönderdiği faks metninde, şu görüşlere yer verdi:
* Türkiye'de demokrasiyi, hukuk devletini, insan ve azınlık haklarını evrensel normlarda savunan iç dinamikler güçsüz ve dağınıktır. Devlet odaklı teslimiyetçi davranışlar, tek geçerli siyaset biçimidir. Bu koşullarda yapılacak tek şey, dış dinamikleri uyarmaktır. Anılan gazetelere verilen ilanlar, bu zorunluluktan kaynaklanmıştır.
* AB organlarının uyarılması amacıyla dış başında çıkan ilanlarımız, Türkiye'nin çifte standartlı davranmaktan kurtulmasını, eksiksiz ve yalansız bir demokrasiye geçmesini sağlamak için başvurulan demokratik bir hak ve görevdir.
* İmzacılardan biri olarak, anılan metnin, İstanbul'daki bir arkadaşım tarafından, bana faksla gönderildiğini ve bizzat okuyup inceledikten sonra imzalayarak ilgiliye iade ettiğimi, yaratılan kargaşaya son vermek için burada açıklamayı vicdani ve ahlaki bir borç sayıyorum. (BB)