Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Işid saldırılarına karşı direnen Kobanê için bugünden itibaren iki gün iş bıraktı.
Eğitim Sen İstanbul Şubeleri eylemlerinin ilk gününde “İnsanlığın geleceği için direnenler yalnız değildir” pankartıyla Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi düzenledi. Sendika yarın da saat 11.00'de Cevahir AVM önünde Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İl Başkanlığı'na yürüyüş gerçekleştirecek.
Eyleme Halkların Demokratik Partisi (HDP) Onursal Başkanı ve Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de katıldı.
“Dien Kobanê yalnız değilsin”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Katil IŞİD, işbirlikçi AKP”, “ Bijî berxwedana Kobanê” gibi sloganların atıldığı eylemde hükümet politikaları ve IŞİD protesto edildi, Kobanê halkıyla dayanışma mesajları gönderildi.
Kürkçü: Barışın yolu Kobanê’den geçer
Kürkçü Türkiye’de barışın yolunun Kobanê’deki barıştan geçtiğini belirttiği konuşmasında halklara mücadeleye devam, hükümete de halkların taleplerini gerçekleştirme çağrısı yaptı.
“Kobanê’de barışı korumayan Türkiye’de savaş istiyor demektir. Bu savaşı asla teslimiyetle karşılamayacağız. Hükümet, çözüm sürecini güvence altına almak istiyorsa Kobanê’ye bir şekilde destek vermeye, IŞİD’i de her türlü destekten kesmeye mecbur.”
Kürkçü, hükümetin Kobanê direnişinin yanında ve IŞİD’in Kobanê’deki hakimiyetine karşı olduğuna inandırmaya çalıştığını ancak pratikte görülene göre asıl amacın “Kobanê’nin düşmesi olduğunu söyledi.
“Hükümeti ve uluslararası güçlerin yapacağını değil kendi yapacaklarımızı esas almak zorundayız. Kobanê’yi Kobanê halkı ve onunla dayanışma içinde olan Türkiye ve Kürdistan halkları kurtarabilir ve kurtaracak. Kobanê asla işgal edilmeyecek, edilse bile bu işgal püskürtülecek."
“Halk sokağa çıktığında bedeli ölüm olmaz”
Kobanê ile dayanışma eylemlerini hükümetin “kendi iktidarına karşı gezi ayaklanmasının devamı olarak” gördüğünü ve tüm güçlerini harekete geçirdiğini belirten Kürkçü hakların iç savaş tehdidi ile karşı karşıya bırakıldığını söyledi.
“14 yurttaşımız Hizbu-kontra ve hükümet güçlerince öldürüldü. Bunu gerektirecek ne olmuş olabilir? Halk sokağa çıktığında bunun bedeli ölüm olamaz. Halk sokağa çıktığında demokratik bir hükümetin yapması gereken şey halkın sokakta yürümesini güvence altına almak, onu korumak olabilir.
“Hükümet bankaları koruyacağım diye insanları öldürmekten başka bir şey yapmıyorsa ne mücadelemizin ne de Türkiye’de karşı karşıya kaldığı sorumluluğun farkındadır. Hükümeti kendine düşen tarihi sorumluluğu tanımaya çağırıyorum.”
Eğitim Sen’den dayanışma çağrısı
Eğitim Sen adına yapılan açıklamayı İstanbul Şubeleri Dönem Sözcüsü Mehmet Emin Kırşanlıoğlu okudu. Açıklamada “Sadece Kobanê'yi değil, insanlığın en temel değerlerini savunduğumuzu göstermek için, bir kez daha savaş politikalarının ağır bedelini ödememek için” iki günlük iş bıraktıkları belirtildi.
Açıklamada IŞİD’in saldırılarının yanında AKP hükümetinin politikaları, Kobanê’yle dayanışma eylemlerine yönelik saldırılar ve sokağa çıkma yasakları da protesto edildi.
Eğitim ve bilim emekçilerini dayanışmaya çağıran açıklamadan öne çıkan satırlar şöyle:
“Halkların kendi kaderini belirleme hakkına karşı yapılan her saldırı, her katliam, açıkça insanlığa karşı işlenmiş büyük bir suçtur. Bölgede yıllardır sürdürülen ayrımcı ve mezhepçi politikalardan güç alan IŞİD çetelerinin herhangi bir dış destek almadan bu kadar hızlı ilerlemesi, Türkiye sınırlarına dayanması mümkün değildir. Bugüne kadar katliamcı IŞİD çetelerini besleyip, destekleyenlerin, Ortadoğu'da yaşanan ve önümüzdeki günlerde yaşanması muhtemel katliamların ve acıların bir numaralı sorumlusu olduğu açıktır.
“Hükümetin Kobanê'yle dayanışma eylemlerini kendisi için bir ‘iç tehdit’ olarak görmesi ve sokağa çıkan, sesini duyurmak isleyen yurttaşlara saldırmasının hiçbir haklı gerekçesi olamaz.
"Kürt sorununun demokratik ve barışçı yöntemlerle çözümündeki umutlar, Türkiye'nin Kobanê politikası ile tamamen bitirilmek istenmektedir. Bunun anlamı Türkiye'nin siyasi iktidar eliyle yeni bir kaos ortamına sürüklenmek istenmesidir. Bu kaostan en çok zarar görecek olanlar Türkiye'deki emekçiler, halklar ve tüm ezilenler olacaktır.” (BK)