Diyarbakıra Demokrasi Mesajı Götürün

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yurttaş girişimiyle yapacağı görüşme öncesi yaptığı açıklamada, Kürt sorunun bir demokratikleşme sorunu olduğunu söyledi; "Kürt sorunu, ayrılıkçı şiddet ya da barışı bozma suretiyle ele alınacak bir sorun değildir" dedi.

Yurttaş girişiminin sözcüsü İstanbul Tabip Odası Başkanı Gençay Gürsoy ise, yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan'ın 12 Ağustos'ta Diyarbakır'a yapacağı ziyaret sırasında çözümün demokratikleşmeden geçtiğini yinelemesinin çok şeyi değiştirebileceği izlenimini aldıklarını söyledi.

12 kişilik heyet, PKK'nin silahlı eylemlere önkoşulsuz olarak derhal son vermesi, hükümetin de kalıcı barışı sağlaması için çağrı yapan 150 aydını temsilen, Başbakan'la bir araya geldi.

Saat 13.00'te başlayan görüşmeden önce bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, toplumun her kesimi ile diyaloğa önem verdiklerini söyledi.

Erdoğan: Çözüm demokrasiden geçiyor

Erdoğan, "Herhangi bir toplumsal sorunu bahane ederek şiddete başvurmak, meşru göstermeye çalışmak kabul edilemez. Her türlü toplumsal talep, demokratik cumhuriyet, anayasal düzen içinde çözüm arama hakkına sahiptir. Bunların dışında hak arama yolu olamaz" dedi.

"Demokratikleşme ve ülke bütünlüğü bizim için esastır. Türkiye'de her konudaki sorunun çözümünün daha çok demokrasiden geçtiğine inanıyoruz."

"Terör örgütünün hiçbir şekilde TC yurttaşlarından bir kısmının ya da demokratik haklardan bazılarının temsilcisi kabul edilemeyeceğini" ifade eden Erdoğan, "Kürt kökenli vatandaşlara yapılan kimi siyasi veya idari yanlışlıkların yok sayılması ne kadar yanlışsa, bunlar bahane edilerek şiddet ortamı oluşturulması da o kadar yanlış" diye konuştu.

Gürsoy: Kürt sorunu sadece asayiş sorunu değil

Gençay Gürsoy herhangi bir grubun aracısı olmadıklarını belirterek, "Biz tırmanan şiddet olaylarına karşı endişelerini dile getiren bir yurttaşlar grubuyuz" dedi.

Gürsoy, şiddet ortamının son bulmasının temel koşulu olarak öncelikle eylemlerin durması gerektiğini ifade ettiklerini hatırlattı.

"Silahlı eylemlerin ön koşulsuz ve derhal durması gerektiğini ifade ettik. Şiddet eylemlerinin durması ile birlikte asayiş tedbirleri gereksiz hale gelecek. Ancak bu hayati çağrımıza şiddet eylemi sahiplerinden ciddi ve doyurucu bir yanıt gelmedi. Zaman içinde şiddet eylemleri daha tırmanmaya ve nitelik değiştirmeye başladı. Halklar arasında kardeşliği zedeleyecek olaylar yaşandı."

Kürt sorununun sadece bir asayiş sorunu olmadığını ifade eden Gürsoy şöyle devam etti:

"80 yıllık sorun çok kısa sürede çözülemez. Sivil otorite, iradesini ortaya koymalı, Meclis iradesi öne çıkmalıdır. Bölgedeki yerel yönetimlerle ilişkiler geliştirilmelidir."

Başbakan'ın Diyarbakır gezisinde Erdoğan'ın sorunun çözümünün demokrasiden geçtiği mesajını yinelemesinin önemli olduğunu vurgulayan Gürsoy "Terörle mücadele yasası kalıcı bir çözüme yetmez.Sorun demokrasi daraltılarak değil genişletilerek çözülebilir" dedi.

Kürdoloji Enstitüsü açılabilseydi farklı gelişmeler olabilirdi

Gürsoy, bir buçuk yıldır çeşitli görüşmelerden elde ettikleri verileri değerlendiren bir sunuş yapabileceklerini de söyledi.

Gürsoy, "Uzun zamandan beri Güneydoğu Anadolu'daki yerel yöneticilerle ilişkiler konusunda bazı basına yansıyan rahatsızlıkların bu planlanmış olan ziyaretinizde giderilebileceğini ummak istiyoruz. Bu çerçevede özellikle Diyarbakır Belediyesi'nin ziyareti eğer programınız içerisinde ise bu bizleri de memnun edecek bir davranış olur" diye konuştu.

Bugünlerde tartışılan Terörle Mücadele, OHAL Yasası'nın, teknik olarak kaçınılmaz bazı tashihler dışında Türkiye'de bu meselede geçmişte olduğu gibi kalıcı bir çözüm getirmeye yetmeyeceğini ifade eden Gürsoy, Erdoğan'ın sorunun demokrasinin çerçevesini daraltarak değil, aksine genişleterek çözmek gerektiği konusundaki görüşlerine katıldıklarını söyledi.

Gürsoy, "Benim şahsi inancım, bundan yıllar önce Diyarbakır'da üniversitede bir Kürdoloji Enstitüsü açılabilseydi, bu tek olay bile birçok şeyin farklı gelişmesine yol açabilirdi. Bunlar için vakit geçmiş değildir" dedi.

Görüşmede şu adlar yer aldı:

Heyetten, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy, yazar Adalet Ağaoğlu, gazeteci-yazarlar Ali Bayramoğlu, Ahmet Hakan Coşkun, Oral Çalışlar, Mustafa Karaalioğlu, Nuray Mert, eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, Yılmaz Ensaroğlu, Osman Kavala, Tayfun Mater, Hakan Tahmaz.

Hükümet tarafında, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Devlet Bakanı Beşir Atalay, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, milletvekilleri Ömer Çelik, Hüseyin Besli, İhsan Arslan, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Hasan Fendoğlu, Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu Başkanı Vahit Bıçak, Başbakan Danışmanları Nabi Avcı, Yalçın Akdoğan ve Akif Beki (KÖ/TK)