“Dipten ve Derinden”: Hayatın kendisi

Ateş Alpar’ın “Dipten ve Derinden” isimli sergisi, 18 Ekim’de Bilsart’ta ziyarete açıldı. Önümüzdeki günlerde başka salonlarda da sanatseverlerle buluşması planlanan sergi, 28 Ekim'e kadar açık.

Işıltı, eğlence ve arzunun sanatçının kişisel deneyimleriyle kesiştiği bir noktadan hareket eden “Dipten ve Derinden”, Ateş Alpar’ın 10 yıla yakın bir süredir kayıt altına aldığı “Queer Gece Hayatı” serisinin bir bölümünü izleyicilere sunuyor.

"Zaten aralarındayım"

Serginin açıldığı gün bianet’e konuşan Alpar şunları şöyledi:

“Queer teori ile ilgileniyorum uzun zamandır. Sonrasında Türkiye’de Onur haftalarını takip ettim. Türkiye’deki drag queen’lerle tanıştım. Queer gece hayatıyla tanıştım. Bunu bir şekilde örgütlenme ve dayanışma alanı olarak ele aldım. 2016’dan bu yana çektiğim foto ve videolardan seçki var burada.”

“Açıkçası içinde bulunduğum deneyimlediğim şeyler üzerine çalışıyorum. Video uzun fakat fotoğraflarım kısa. Hikâyeyi daha net ifade ettiği için bu fotoğrafları seçtim.”

“Ben fotoğraf çekmek için aralarına girmedim, zaten içlerindeydim. Güven ilişkisi de böyle zamanla ortaya çıktı. Bu hikâyeleri dert edinenlerle bir araya geliyorduk ve bir şekilde kendi içimizde güvenli alan oluşturduk. Bu performans alanı özelinde baskılar da göreceğiz. Hiçbir zaman Türkiye güllük gülistanlık değildi, dün de bugün de yarın da öyle olmayacak. Bu alan bize dayanışma ve örgütlenmeyi sağlıyor. Bu sergide de buna değinmeye çalıştım.”

Queer sanatçı Salome Alis Altın : Net bir mesajım

Queer sanatçı Salome Alis Altın da sergiyi izleyenler arasında. Sergiye dair bianet’e şunları söylüyor:

“Sahneye çıktığımda yaptığım şarkı giydiğim kıyafete kadar her şey beni etkiliyor. Kendimi hikâye anlatıcısı gibi hissediyorum. İnsanlar anlamasın diye üzerini fazla kapatıyorum. Mesajımı ben anlayayım yeter gibi hissediyorum. İzleyenler arasında mutlaka izleyenler oluyor. Ayda iki veya üç kez sahneye çıkmak istiyorum. Duygular birikince kendimi sahneye çıkmak istiyorum, kusuyorum gibi hissediyorum yaşanılanları. Benim net bir mesajım yok. O an ne hissediyorum onu sahneye taşıyorum.”

(EMK)