Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Binasına düzenlenen saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ın babası Abdülilah Poyraz’a dava açıldı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, hazırladığı iddianamede Deniz Poyraz’ın katledilmesinin ardından baba Abdülilah Poyraz’ın Mezopotamya Ajansı’na verdiği röportajı suçlama konusu yaptı.
TIKLAYIN-Onur Gencer, Deniz Poyraz'a işkence yapmış
Savcılık, ihbar ve şikayetler sonucu haberin incelendiğini ve baba Poyraz’ın “örgüt propagandası” yaptığını iddia etti.
Poyraz hakkında açılan davanın ilk duruşması 30 Mayıs'ta İzmir 15'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
TIKLAYIN-Avukat Aslan: Onur Gencer devletin içindeki kötünün ta kendisi
bianet'e konuşan Deniz Poyraz Davasının Avukatı Türkan Arslan Ağaç, davanın Deniz Poyraz Davasının soruşturma savcısı tarafından açıldığını söyledi.
Arslan Ağaç, savcının cinayetin aydınlatılması için etkin soruşturma yapmadığını, delillerin karartılmasını sağladığını, tetikçinin arkasındaki faillerin ortaya çıkarılmasını engellediğini belirtti.
Arslan Ağaç, “Faillerin ortaya çıkarılmasını engelleyen soruşturma savcısı Deniz’in babası hakkında propaganda suçlamasıyla dava açtı” dedi.
TIKLAYIN-Dava ertelendi, mahkeme protesto edildi: Siz kimi koruyorsunuz?
Kızı Deniz Poyraz katledildikten bir gün sonra MA'ya röportaj veren baba Abdülilah Poyraz, şunları söylemişti: "Kızım kimyasalla öldürülenlerden farklı değil. Kızım Sêvêlerden, Pakizelerden farklı değil. Lokman Birlik panzer arkasında sürüklendi. Kızım onlardan farklı değil. Deniz ondan farklı değil. Deniz hepimizin şehididir. Herkesten tek istediğim; birlik olalım. Kürt halkının, HDP'nin başı sağ olsun."
İddianamede ne var?
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Onur Gencer'in 17 Haziran'da cinayeti işledikten sonra mesajlaşma uygulaması WhatsApp paylaşımlarında ve binadan çıkarken kullandığı ifadelerde suçunu itiraf ettiği yer almıştı.
İddianamede, "Olay öncesinde, olay anında ya da olay sonrasında sanığa yardım eden, sanığı azmettiren herhangi bir kişinin bulunamadığı, sanığın herhangi bir terör örgütü ya da üyesi ile olay öncesi veya sonrasında irtibatlı olduğuna dair delil elde edilemediği" belirtilmişti.
TIKLAYIN-Dava ertelendi | Avukat Arslan: Deliller karartıldı
Ayrıca iddianamede Gencer'e 2016'da "anksiyete bozukluğu" ve "hafif depresif nöbet tanısı" teşhisi konulduğuna da yer verilmişti.
HTS incelemesinde, 17 Haziran 2020-17 Haziran 2021 tarihleri arasında, olay yeri olan Şair Eşref Bulvarı bölgesinde, farklı tarihlerde sanığa ait toplamda 115 kez sinyalin tespit edildiği ve sanığın 24 kez belirtilen bölgeye gittiğinin belirlendiği ifade edilmişti.
İddianamede Gencer'in emniyet ifadesine de yer verilmişti.
TIKLAYIN-Deniz Poyraz Davası | Buldan: Tetiği çek emrini verenler açığa çıkarılmadı
Gencer'in ilk olarak Bayraklı'da bir saldırı gerçekleştirmeyi planladığı ifadesinde, "Amacım PKK'ya zarar vermekti. PKK'ya destek veren aileleri araştırmaya başladım. Bayraklı'da kömür satışı yapan aileyi internetten buldum. Sosyal medyada örgütsel paylaşımlara destek veren ya da yorum yapan birkaç hesaptan büyük aile olacaklarını düşündüm. 31 Aralık 2020'de telefonla arayıp kömür almaya geleceğimi söyledim. Onlar da yılbaşı olduğundan erken kapatacaklarını söylediler. Gitseydim onlara saldırma fikrim vardı" denilmişti.
Onur Gencer'in, Ankara Makine ve Kimya Endüstrisi A.Ş'den (MKE) silah almayı düşündüğünü ancak prosedürün uzun olmasından ötürü Kemeraltı'ndan silah aldığını, silahı Ankara'dan temin etmesi durumunda, HDP Genel Merkezine saldırı yapmayı düşündüğünü de söylediği belirtilmişti.
TIKLAYIN-Kürkçü: Saldırganın 'yalnız kurt' olduğuna inanmak mümkün değil
Planlı bir saldırı yapmak için keşfe geldiğinde HDP İl Binası'nda yer alan telefon numaralarını aradığını ancak kimseye ulaşamadığını belirten Gencer'in, saldırıya olaydan bir gün önce karar verdiği de iddianamede yer bulmuştu.
Gencer'in, Poyraz'ı vurduktan sonra öldüğünden emin olmak için kafasına da ateş ettiği sözlerine iddianamede yer almıştı.
Gencer "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "İş yeri dokunulmazlığını ihlal etme", "Siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme" suçlarından 7 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. (RT)