Yurttaşlara kamu hizmetlerinin sunulmasının, planlı kentleşme ve konut hakkı temininin anayasal görevler olduğunu hatırlatan inisiyatif, "İstanbul'da sel sorununun yaşandığı her yerde, insanlar seçeneksizliğe zorlanıyor" dedi.
Dayanışma çağrısı
İnisiyatif, sorumlu ve duyarlı herkesi "selin ve sorunu oldu bitti ile çözmeye çalışan geleneksel kamu yönetim zihniyetinin mağdurlarıyla" dayanışmaya çağırdı.
Yaşam Hakkı İnisiyatifi, kişiler, sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri, kamu kurum kuruluşlarının yöneticileri ve akademisyenlerin katılımıyla bir platform oluşturulmasını; sorunun bu platformda tartışılarak çözülmesini istedi.
Açıklamada, "gerçek çözümün ancak insanca koşullarda yaşayamayan insanların taleplerini önemseyen, gözeten bir barış açısıyla üretilebileceği" belirtildi.
"Selin faili çarpık kentleşme, çarpık kentleşmeninki kim?"
Şehir Plancıları Odası'nın istimlak konusundaki açıklamasını da destekleyen Yaşam Hakkı İnisiyatifi'nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
* İstanbul'da yoğun yağmur nedeniyle yine sel baskınları yaşandı. 3 çocuk öldü. İnsanlar ve yaşam mekanları suya gömüldü. Sorunun faili, her zamanki gibi çarpık kentleşme olarak gösterildi.
* "Çarpık kentleşme"nin failleri nelerdi, kimlerdi, bu yine gözardı edildi. "İnsanca" koşullarda yaşanabilecek "yaşam alanları" için değil, rantçılar için "rant alanları" üretildiği gerçeği gözardı edildi.
* Göç, ucuz emek gibi birçok nedenin önemli etken olduğu koşulların tek faili olarak, bu koşullarda "kira vermeden" "yaşamak zorunda kalan" insanlar kaldı.
* İstimlak konusunda insanlar seçeneksizliğe zorlanıyor; mağdur oldukları koşullar ve yasal "hakları" ile ilgili bilgilendirilmiyorlar. Oysa bilgilendirilmek onların hem yasal hem de evrensel hakları. Duyarlı kişi ve kuruluşları dayanışmaya çağırıyoruz. (BB)