Çevre ve Orman Bakanlığı'nın hazırladığı yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması için, Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO), İzmir Barosu avukatlarından Arif Ali Cangı, Noyan Özkan, Ömer Erlat ve Serkan Cengiz dava açmışlardı.
Avukatlar, çevreye zarar verecek madenciliğe olanak sağladığı gerekçesiyle itiraz ettikleri, ancak Danıştay'ın yürütmesini durdurmadığı diğer maddeler içinse, Danıştay İdari Dava Daireler Genel Kurulu'na itirazda bulundu.
Cangı: Önce yasa, sonra yönetmelikle su havzaları madenciliğe açıldı
Avukat Cangı, "Yasa, yönetmelik, genel emir ve yönetsel uygulamalarla su havzalarının nasıl koruna(maya)cağı düzenleniyor. Son yıllarda, su havzalarının korunması yerine, bu alanlarda yapılaşmanın ve kirletici işletmelerin yasal güvencelerinin oluşturulduğunu görüyoruz" dedi.
Cangı, önce Haziran 2004'te, 5177 sayılı "Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"la su havzalarının madencilik faaliyetlerine açıldığını, ardından da Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nin değiştirildiğini söyledi.
"Yasayla petrol ve jeotermal kaynak ve maden arama faaliyetleri Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) kapsamı dışına çıkarıldı, ÇED yapılmadan verilen arama izinleri ile toplam rezervin yüzde 10'unun işletilmesine ve satışına olanak sağlandı.
"Yönetmelikle de, mutlak koruma alanı 300 metreden 100 metreye düşürüldü, koruma alanları içinde yer alan yapılara af getirildi, içme ve kullanma suyu rezervuarının maksimum su seviyesi noktasından 1 kilometrelik mesafeden itibaren, madencilik faaliyetlerine olanak sağlandı."
Danıştay'ın yürütmesini durdurduğu maddelerdeki ifadeler şöyle:
* Su kaynağını besleyen akar ve kuru derelere ise su kalitesini değiştirecek şekilde atık su deşarjına izin verilmez.
* Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma suyu rezervuarının maksimum su seviyesinden itibaren 100 m genişlikteki şerit, mutlak koruma alanıdır.
* Koruma alanı içinde kalan bölge, su tutma yapısını halihazırda yapan veya yapacak idarece kamulaştırılır.
* Ancak teknik ve ekonomik açıdan mümkün olmayan durumlarda atık suların ileri arıtma teknolojileri kullanılıp Sınıf I su kalitesine getirilmesi şartıyla havza içine deşarjına Bakanlığın uygun görüşü alınarak izin verilebilir.
* Ancak teknik ve ekonomik açıdan mümkün olmayan durumlarda, atık suların ileri arıtma teknolojileri kullanılarak Sınıf II su kalitesine getirilmesi şartıyla havza içine deşarjına izin verilebilir.
* Ancak, 4/9/1988 tarihinden veya kaynağın içme ve kullanma suyu kaynağı kapsamına alındığı tarihten önce mevcut olan, uzun mesafeli koruma alanındaki yerleşimlerin atıksularının ileri arıtma teknolojileri kullanarak Sınıf III su kalitesine getirilmesi şartıyla havza içine deşarjına izin verilebilir.
* Bu yönetmelik uyarınca kanalizasyon sistemlerine ve alıcı ortamlara yapılacak olan her türlü atıksu deşarjı denetimi ve deşarj izni verilmesinde 2872 sayılı kanun uyarınca Bakanlık yetkilidir. (TK)