Fotoğraf: Uğur Subaşı / AA
“Coşkunların avukatı duruşmada bana ‘Siz ailelerin acısını kullanıyorsunuz’ dedi. Ben ve diğer aileler böyle bir şey bizim başımıza niye geldi diye düşünürken, kimi aileler yakınlarını kaybetmenin acısıyla daha yüzleşmemişken, bir de bu saygısız tutumla karşı karşıya kaldık. Bu yüzden tüm Türkiye duyacak bu meseleyi, Coşkunların pervasızlığını. Aileler, bizler yana yana, acılarımızı deşe deşe, kimse bizi dinlemek istemediği için herkese anlatacağız yaşadıklarımızı.”
Bu ifadeler Sakarya'ya Hendek’teki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 3 Temmuz 2020'de meydana gelen patlamada dayısı Muhammet Seyfi Çanakçı'yı kaybeden avukat Gülşen Uzuner’in. Dün Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşma sonrasında yaşananları anlatan Uzuner, patlamada hayatını kaybeden 7 işçi için adalet talebini yeniledi ve yargılamanın kamuya açık yapılması gerektiğini savundu.
Dosyanın kalabalık olduğunu, 108 müştekinin bulunduğunu, 5'i tutuklu 7 kişinin de yargılandığını söyleyen Uzuner, mahkemenin daha büyük bir salonda yapılmasını taleplerinin mahkeme tarafından kabul görmesini ise olumlu bir gelişme olarak nitelendirdi.
TIKLAYIN - Fabrika sahibinden "Mağdur oldum" savunması
"Bölük pörçük yapılacak bir duruşma kabul edilemez"
Konuyla ilgili daha önce mahkemeye dilekçe verdiklerini ifade eden Uzuner şöyle konuştu:
“Duruşma öncesinde Sakarya Adliyesi’nin fiziki şartlarının bu yargılamaya elverişli olmadığına ilişkin bir başvuruda bulunmuştuk. Sanırım mahkeme duruşmanın kalabalık olmayacağını, bölüneceğini filan düşündü. Fakat bu dosya bölünemeyecek bir dosya. Bir gün şu müşteki gelsin, ertesi gün bu gelsin dinliyeyim diye bir durum söz konusu olamaz. Çünkü sanıklar dinlenirken müştekilerin orada olması gerekiyor, ailelerin o salonda durması gerekiyor. Dosyada ismi geçen herkesin sanıklara soru sorma hakları var, talepte bulunma hakları var. Bu nedenle bölük pörçük yapılacak bir duruşma kabul edilemez.
“İlk duruşmada bırakın müştekileri, sanıklar getirilmedi salona. SEGBİS’le cezaevinden bağlandılar. Bu dosyada sanıklar cezaevinden dinlenemez. Karşılıklık olması gereken, sanıkların çelişkilerinin kontrol edilmesi gereken bir dosyadan söz ediyoruz. Sanırım bu konuda da mahkeme yine salonun küçüklüğünü ve pandemi şartlarını düşünerek ilk duruşmada sanıları getirmedi. Pandemi hepimizin hayatı etkiledi ama adil bir yargılama yapılması gerekiyor, bu fiziki şartlar sağlanabilir.
“Biz mahkemede bu taleplerimizi yeniledik. Yargılamanın daha büyük bir salonda herkesin katılımıyla yapılmasının sanıklar için de, taraflar için de iyi olmayacağını anlattık. Mahkeme de bu konuda taleplerimizi yerinde gördü ve ikinci duruşma bu koşullara uygun olarak yapmaya karar verdi.
“Bu tip yargılamalar sadece bir dosyadan ibaret değiller, mahkemenin adalet duygusunu da tatmin etmesi gerekir. Duruşmaya işçiler gelecek, sözlerini söyleyecekler ve tanıklıklarını yapacaklar. Çok fazla iş kazasının, patlamanın olduğu bir fabrikadan bahsediyoruz. Şirket sahipleri nasıl bir çalışma sistemi kurmuş, neler yapmış, hangi haksızlıkları, hangi hukuksuzlukları yapmış hepsini anlatacak işçiler. Bunlar zaten yargılamanın esası. Şimdi bunun yapılması konusunda bir adım atıldı. Bizce çok olumlu bir adım bu.”
"Kamusal fayda var"
Uzuner ayrıca kamuoyunun mahkemede yaşanacakları görmesinin caydırıcı yanının dışında ön alıcı bir yanının da olacağını sözlerine ekledi.
Önlemsizliğin bu kadar tehlikeli bir iş kolunda yıllarca kural haline geldiğini ifade eden Uzuner, “Kamuoyunun bunu görmesinde kamusal bir fayda var” dedi.
Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildiğini hatırlatan Uzuner, suç vasfının değişmesi gerektiğini söyledi. İddianamede çok ciddi bir hukuki niteleme yanlışlığı olduğunu kaydeden Uzuner, “Sanıklar bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan yargılanıyor. 2 yıl 8'er aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası öngörüyor yasa. Halbuki taksir değil bu, daha ağır bir dosya” diye konuştu.
Uzuner “Sanıkların tavrını düşündüğünüzde, ihmalleri düşündüğünüzde, bile bile gelen bir facia bu. Dolayısıyla bunun cezası iddianamede istenilenden daha ağır olmak zorunda” diye konuştu.
"Türkiye'nin yaşananları bilmesini istemiyorlar"
Kolluk kuvvetlerinin adliye önünde ailelere yaptığı müdahaleyle ilgili de konuşan Uzuner sözlerini şöyle sürdürdü:
Polisin müdahalesi çok gereksizdi. Biz zaten ilk başta polis ne yapıyor diye düşündük. Aileler adliye kapısının önünde konuşma yapacaktı. Birden amirler önümüze atladı. Ne yaptıkları önce anlaşılamadı. Aileler buna çok öfkelendi. Çünkü delil kaçırıldı bu fabrikadan. İnsanların göz gözü önünde gerçekleşen birçok şey var. Bizler bu insanlar yaşadıkları şeyleri anlatırken bir daha üzülmesinler, incinmesinler diye uğraşırken, kaygılı ve çok özenli yaklaştığımız ailelerimizi itip kalktılar.
Aileler orada konuşuyorlar, basın gelmiş, röportajlar yapılıyor ama polis insanları susturmaya çalışıyor. Orada olan bu. Polis ailelerin konuşmasını engelleye kalktı. Türkiye’nin yaşananları bilmesini istemiyorlar. Polisin yaptığı açık ve net olarak buna işaret, müdahalenin anlamı o.
“Bunun sonrasında da ‘Biz nasıl konuşuruz toplum içerisinde’ diye bize soran kadınlar, o öfkeyle yaşadığı her şeyi, ne varsa gazetecilere anlattı.
"Bu, bu şekilde sürecek. Pervasız patron Yaşar Coşkun’un yaptıkları, avukatının duruşmada bana söylediği sözleri herkes duyacak. Vekili bana ‘Ailenin acısını kullanıyorsunuz’ dedi. Ben ve diğer aileler böyle bir şey bizim başımıza niye geldi diye düşünürken, kimi aileler yakınlarını kaybetmenin acısıyla daha yüzleşmemişken, bir de bu saygısız tutumla karşı karşıya kaldık. Bu yüzden tüm Türkiye duyacak bu meseleyi. İçimiz yana yana herkese anlatacağız yaşadıklarımızı."
Ne olmuştu?
Sakarya'nın Hendek ilçesindeki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nda 11.15'de patlama meydana geldi. Patlamada 7 kişi öldüğü 127 kişi de yaralandı. Fabrikada daha önce de patlamalar ve iş kazaları olduğu ayyuka çıktı. 2007'den beri fabrikada 7 patlamanın meydana geldiği öğrenildi.
Patlamanın ardından Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Abdurrahman Kaan, Bursa Başkanı Nihat Alpay ile birlikte diğer üyeler Fabrikanın Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda MÜSİAD Sakarya Şube Başkanı olan Yaşar Coşkun'a destek ziyaretinde bulundu. Yaşar Coşkun da patlamadan sonra yaptığı açıklamalarla tepki çekti.
Fabrikada çalışanlar, üretim yerinde ısınma sorunu olduğunu işverene bildirdiklerini ama önlem alınmadığını aktardı. İfadelerin ardından fabrika sahiplerinin de aralarında bulunduğu 5 kişi tutuklandı.
Soruşturma sırasında hazırlanan bilirkişi raporu ise ihmaller zincirini ortaya çıkardı. Tüzüğe aykırı depolama yapıldığı, depoların ruhsatlarının olmadığı, gerekli önlemler alınmadığı bilirkişi raporuna girdi.
Soruşturma sonrasında açılan davada ise sanıklar hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8'er aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istendi.
(HA)