Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Adli Tıp Kurumu'nun 2007, 2008 ve 2009 işlemlerinin incelenmesi için, kendisine bağlı Devlet Denetleme Kurulu'na (DDK) talimat verdi.
Cumhurbaşkanlığı'nın resmi açıklamasına göre, bu talimatın nedeni, "son günlerde basın-yayın organlarında Adli Tıp Kurumu ile ilgili çeşitli iddiaların sıklıkla gündeme getirilmesi."
Gül ayrıca DDK'nin, kurumun etkin ve verimli çalışabilmesi için mevzuat, teşkilat, personel, amaç, araç, gereç ve yöntemlerle ilgili ne yapılması gerektiğine dair bir değerlendirme yapmasını da istedi.
Adli Tıp Kurumu'yla ilgili son dönemde gündeme gelen bazı aksaklık, hata ve ihlaller şöyle.
Güler Zere raporu: Başında Nur Birgen'in bulunduğu 3. İhtisas Kurulu'nun yaşamı tehlikede olan kanserli hükümlü Güler Zere için, diğer raporların aksine, beş dakikalık bir muayenenin ardından "hastanenin mahkum koğuşunda tedavisi sürebilir" raporu vermesi.
Hüzeyin Üzmez davası: Hüseyin Üzmez'in çocuğa cinsel istismarla yargılandığı davada, istismara uğrayan B.Ç.'nin ruhsal olarak etkilenmediğine dair rapor verilmesi. Bu raporu veren heyette hiçbir çocuk ruh sağlığı uzmanı yer almıyordu. Daha sonra 6. İhtisas Kurulu'na atanan çocuk psikiyatrı Doç. Dr. Ayten Erdoğan'sa gerek yöntem gerekse işleyiş açısından Adli Tıp Kurumu'nun hakları ihlal ettiğini, eksikliklerle dolu olduğunu belirterek istifa etti. Kurum, B.Ç.'yi üçüncü kez muayene ettikten sonra, geçen ay ruh sağlığının bozulduğu yönünde rapor verdi.
Münevver Karabulut cinayeti: Karabulut'un öldürülmesiyle ilgili raporda, iç çamaşırında bulgulanan spermin temizlik koşullarının sağlanmaması nedeniyle başka bir otopsiden bulaşmış olduğunun belirlenmesi.
İsmail Ağa Camisi cinayetleri: İsmail Ağa Camisi'nde İmam Bayram Ali Öztürk'ün ve Mustafa Erdal'ın öldürülmesiyle ilgili dosyada, giysi ve eşyalardaki kan örneklerinde yapılan DNA incelemelerinde bir başka kişinin kan örneğinin karıştırılması. (TK)