Bildiride, Annan Planı'nın Kıbrıs'ta çözüm için yarattığı olanağa vurgu yapılarak tüm tarafların "tarihsel sorumluluklarının bilinciyle davranması gerektiği" söylendi.
Açıklamada, Ocak 2002'de başlayan süreçte her iki toplumun liderlerinin ve garantör ülkeler olarak Yunanistan ve Türkiye'nin verdiği taahhütler hatırlatıldı.
"Referandum 24 Nisan'da yapılacak ve sonuçlarına herkes katlanacaktır" denilerek şu noktalar vurgulandı:
* Yıllardır süren Kıbrıs sorunun Kıbrıs Türk ve Rum Toplumlarına yaşattığı acılar ile Türkiye ve Yunanistan ilişkilerine getirdiği gerginlikler ve bölge barışına dönük yol açtığı olumsuzluklar yaşadığımız gerçeklerdir.
* New York buluşması ile başlayan süreç, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterine söz konusu zirvede iki toplum lideri ile birlikte Türkiye ve Yunanistan'ın verdiği söz üzerine kurulmuştur. Taraflar uzlaşılamayan konularda BM Genel Sekreterinin boşlukları doldurması ilkesini kabul etmiştir.
* 31 Mart 2004'te son şeklini alan Annan planının, iki taraftan herhangi birinin istemlerini tam olarak yansıtmadığı, bir uzlaşma planı olduğunu taraflar bilmektedir.
* Referandumda yapılacak tercih Annan Planı ile giderek kötüleşmek üzere kalıcılaşacak olan mevcut durum arasındadır. Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların bu planı değerlendirirken "öteki"nin duygu, düşünce, istek ve arzularını da dikkate almaları ve "öteki"ni de anlamaya çalışmaları gerekliliğini bir kere daha hatırlatırız.
* Bu gün hem kuzeyde hem güneyde 'hayır' çerçevesinde veya referandumun 1 Mayıs sonrasına ertelenmesi anlayışı ile sürdürülen kampanyaların, iki taraftaki aşırı milliyetçi düşünceleri, ayrılıkçı ve hakimiyetçi anlayışları beslediğini ve Türkiye ile Yunanistan'ın barışçı ilişkilerini darbeleyip zehirlediğini tesbit etmemiz gerekmektedir.
* Sayın Papadopulos'un, "ben bir devlet aldım, bir toplum teslim etmem" ifadesi kabul edilmez.
* Referandumun 1 Mayıs 2004 tarihinden önce yapılmasının nedeninin Kıbrıs'ı siyasi eşitlik içinde iki bölgelilik temelinde, federal ilkeler bağlamında ve AB'nin demokratik kültürü içinde birleştirmek amacı taşıdığını özellikle siyasi liderlerin bildiğini ve anladığını düşünüyoruz. Bu tavrın, gelinen aşamayı baltalama girişimi olarak değerlendiriyoruz.
* 23 Nisan 2003'te sınır kapılarından kontrollü geçişlerin başlaması iki toplumun yakınlaşmasına ve yaralarını sarmaya başlamasına zemin hazırlamıştır. Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların referandumda da yöneticilerden önde olmayı sürdüreceğine inanmaktayız. (EÜ/BB)