Bir yıl önce bugün Türkiye’nin üç büyük kentinden biri olan İzmir’de siyasi bir cinayet işlendi.
Onur Gencer adlı saldırgan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü'ne silahlı saldırı düzenledi, parti çalışanı Deniz Poyraz’ı katletti.
Sabah saat 10:50'de gerçekleşen saldırının ardından gözler bir anda İzmir’e çevrildi.
İktidara yakın medya saldırının ilk dakikalarında “HDP binasında çatışma” başlığıyla haberi duyurdu.
Ancak bir süre sonra saldırgan katlettiği Deniz Poyraz’ın cansız bedeninin fotoğraflarını Wsaap’tan paylaştı, fotoğraf kareleri basına yansıdı.
Olaydan bir süre sonra polis, saldırının gerçekleştiği binanın önüne geldi, “çelik yeleklerimiz yok” diyen polis saldırgana müdahale etmedi.
TIKLAYIN-Kürkçü: Saldırganın 'yalnız kurt' olduğuna inanmak mümkün değil
Apar topar tutuklandı
Ve saatler sonra binadan kendisi çıkan saldırgan Onur Gencer, tüm Türkiye’nin gözü önünde “senin adın ne abicim” denilerek gözaltına alındı.
24 saat dolmadan da apar topar adliyeye sevk edildi ve tutuklandı.
Tutuklanmasından iddianamenin hazırlandığı eylül ayına kadar Gencer hakkında birçok iddia gündeme geldi.
Sağlık görevlisi olduğu, Minbiç’te görev yaptığı, silah eğitimi aldığı, SADAT gibi kurumlarla ilişkisi olduğu ve hatta akıl sağlığının yerinde olmadığı gibi birçok bilgi basına yansıdı.
Cinayet sadece Gencer ile sınırlı tutuldu
Eylül ayına gelindiğinde ise; Gencer hakkında hazırlanan iddianame tamamlandı. İddianame sadece Onur Gencer ile sınırlı tutuldu, Gencer’in arkasında birilerinin olup olmadığı araştırılmadı, ilişkileri sorgulanmadı.
Savcılık, suçunu itiraf eden Gencer için üç ayrı suçlamadan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 7 yıla kadar hapis talep etti.
İlk duruşması ise; 29 Aralık 2021’de görüldü. Saldırgan, duruşmalarda aileyi, avukatları ve HDP’li vekilleri tehdit etti, “keşke daha çok kişiyi öldürebilseydim” diyerek meydan okudu.
Saldırının birinci yılında, 17 Haziran 2021’den bugüne neler yaşandığını Poyraz Ailesinin Avukatı Türkan Aslan Ağaç ile konuştuk.
TIKLAYIN-"Gencer'in arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması engelleniyor"
"Sıradan bir katil olmadığı ilk saatlerde anlaşıldı"
Saldırı sürecine nasıl gelindiğini anlatarak konuşmasına başlayan Aslan Ağaç, siyasetin ve siyasetçilerin HDP'ye ilişkin sözlerini hatırlattı:
"17 Haziran 2021 tarihinde HDP İzmir İl Başkanlığına yapılan silahlı saldırı ve Deniz Poyraz'ın katledilmesi siyasi iktidarın ve ortağının HDP'ye yönelik saldırgan, hedef gösteren açıklamalarından bağımsız değil.
Özellikle saldırıdan kısa bir süre önce Sedat Peker'in Aleviler ve Kürtlere yapılacak silahlı saldırılar ile toplumda kaos yaratılacağı açıklamaları düşünüldüğünde geçmişte olduğu gibi kapılı kapılar ardında saldırı planları yapıldığı anlaşılıyor.
"HDP genel merkezine, il, ilçe binalarına, milletvekillerine, yöneticilerine, üyelerine, sempatizanlarına ve gönüllülerine yapılan saldırılarının temelini siyasal iktidar ve ortağının kullandığı hedef gösteren bu dil oluşturuyor.
TIKLAYIN-Dava ertelendi | Avukat Aslan: Deliller karartıldı
"Katil Onur Gencer, İl Başkanlığının olduğu bina önünde bulunan güvenlik güçlerinin arasında geçerek saldırıyı gerçekleştiriyor. İl Başkanlığında bulunduğu yaklaşık 40 dakika boyunca kolluk hiçbir şekilde harekete geçmiyor.
"Katil üstlendiği görevi gerçekleştirdikten sonra kendisi saat 11.30'da aşağı inerek teslim oluyor. Teslim olurken saniyeler içinde on el kurşun sıkan katile polis, 'ismin ne abiciğim' diyecek kadar şefkatle kendisine yaklaşıyor.
Gözaltında kaldığı süre boyunca katil, Terörle Mücadele Şubesinin nezarethanesinde bile tutulmuyor. Şubenin üst katlarında ağırlanıyor ve ifadesi alınıyor. 20 saat gözaltında tutulduktan sonra adliyeye sevke ediliyor ve tutuklanıyor. Bütün bunlar sıradan bir katil için çok fazla, yani Onur Gencer'in sıradan bir katil olmadığı daha o saatlerde anlaşıldı."
TIKLAYIN-Avukat Aslan: Onur Gencer devletin içindeki kötünün ta kendisi
"Gözaltında tutulma süresi bile çok şey ifade ediyor"
Aslan- Ağaç, "saldırganın bir gün dahi gözaltında tutulmamasının çok şey ifade ettiğini" söyledi ve ekledi:
"İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı siyasi cinayeti aydınlatacak şekilde delil toplanması ve toplanan delillerin değerlendirilmesi için soruşturmayı yürüten kolluğa süre bile vermedi.
"Olay sadece tetikçi ile sınırlı tutulmaya çalışıldı, bunu soruşturma aşamasında da hazırlanan iddianamede de çok net gördük. Bizler yüzü aşkın taleple soruşturmayı derinleştirmeye çalıştık. Ancak, bu taleplerimizin çok az bir bölümü yüzeysel olarak yerine getirildi. Yani maddi gerçekliğin ortaya çıkarılmasını sağlayacak şekilde etkili bir soruşturma süreci yürütülmedi.
TIKLAYIN-"Delilleri karartan savcı, Deniz Poyraz'ın babasına dava açtı"
"İzmir’in göbeğinde HDP İl Başkanlığı binasına yapılan silahlı saldırı, basit yargılama usulüne tabi tutuldu, süreç adli bir vakanın araştırılmasından bile çok daha kötü yürütüldü. Aydınlatmama ve delil toplamama üzerine inşa edilen bir soruşturma süreci olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
"Tetikçi Onur Gencer dışındaki her husus karanlıkta kaldı, delil toplamaması nedeniyle sanığın SADAT ya da Türkiye’nin desteklediği iddia edilen cihadist gruplarla ve ülkü ocaklarıyla olan ilişkileri sürekli kamuoyu gündemindeydi ancak bunlar sorgulanmadı.
"Deliller toplanmadan hatta delillerin karartılmasına olanak sağlanarak hazırlanmış iddianame ile sanık hakkında : Tasarlayarak Öldürme, İş yeri Dokunulmazlığını Ihlal Etme, Siyasi Partiler veya Meslek Kuruluşlarının Kullanımında Olan Bina, Tesis veya Eşyaya Zarar Verme suçların cezalandırılması istemiyle dava açıldı."
TIKLAYIN-Dava ertelendi, mahkeme protesto edildi: Siz kimi koruyorsunuz?
"Saldırgan arkasındaki güce güveniyor"
Bugüne kadar görülen üç duruşmayı, sanığın duruşmalardaki davranışları ve mahkeme heyetinin davaya yaklaşımını da yorumlayan Aslan-Ağaç, şöyle konuştu:
"Sanık her duruşma bir öncekine göre daha cesur ve öz güvenli olarak karşımıza çıkıyor. Bu da arkasındaki gücün desteğini yanında hissettiğini gösteriyor. İlk iki duruşma salonda bulunan HDP’li yetkililer, milletvekillerine yada Deniz Poyraz’ın ailesine yöneltilen tehditler son duruşmada da devam etti.
"Hatta son duruşmada Mahkeme başkanını bizzat hedef alan tehditlerde bulundu. Emeklilik sürecini rahat geçirmesine izin vermeyeceği yönünde tehditte bulunacak kadar illeri gitti. Tüm bunlar katilin duruşma öncesi üst bir akıl tarafından yani siyasi saldırıyı ve cinayeti azmettirenler tarafından eğitildiğini gösteriyor. Sanık yargı mensuplarını tehdit edecek kadar ileri gidiyor.
"Ama buna rağmen Mahkeme’nin geride bıraktığımız üç duruşmadaki yaklaşım tarzı, maddi gerçekliğin tüm yönleriyle ortaya çıkarılmasını sağlamaktan uzak olduğunu söylemek mümkün. Bu süre içinde mahkemeye sunulan delillerin toplanması konusundaki taleplerimizin yüzde biri bile karşılanmadı ve gereği yerine getirilmedi.
TIKLAYIN-Deniz Poyraz Davasında reddi hakim talebine ret
"Soruşturma aşamasında karartıldığından şüphe ettiğimiz delillerin toplanması konusunda Mahkemeyi çok isteksiz gördüğümüzü ifade edebilirim. Olayın aydınlatılması açısından sanığın sorgusu büyük önem taşıyor. Ancak, Mahkeme biraz önce söylediğim gibi sanık sorgusu sırasında kendisine soru sormaktan bile imtina eder noktada kalıyor.
"Saldırının arka planını ortaya çıkaracak hiçbir soru katile yöneltilmiyor. Sanık 'siz sorun ben anlatayım' demiş olmasına rağmen Mahkeme heyeti sanığa soru yöneltmiyor.
"Mahkeme sürekli özel yetkili bir mahkeme olmadığını beyan ederek maddi gerçeği aydınlatma görevini ve sorumluluğunu göz ardı ediyor. Maddi gerçekliğin ortaya çıkarılması için bir mahkemenin özel yetki olup olmaması hiçbir anlam ifade etmiyor. Her ceza mahkemesinin görevi maddi gerçekliğe ulaşmak üzere adil bir yargılama yapmaktır. Görünür gerçeklikle yetinmek ceza yargılamasının amacıyla örtüşmüyor.
"Mahkemeden beklentimiz bu siyasi saldırı ve cinayetin arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması ve hepsinin sanık sandalyesine oturulmasını sağlayacak bir yargılama yapmasıdır."
TIKLAYIN-Onur Gencer, Deniz Poyraz'a işkence yapmış
"Mahkeme isterse bu davayı aydınlatır"
Avukat Aslan- Ağaç son olarak, yargılamanın gidişatına ilişkin öngörülerini paylaştı ve "Mahkeme adil ve etkili bir yargılama yaparsa, delilleri toplarsa maddi gerçekliğin ortaya çıkmaması için hiçbir neden yok" dedi:
"Temel sorun yargının işlenen siyasi saldırı ve cinayetlerin arka planını araştırma ve yargılama konusundaki isteksizliğinden ve bağımsızlığını koruyamamasından kaynaklanıyor. Yargı bugüne kadar işlenen siyasi saldırı ve cinayetlerde diğer devlet kurumlarına karşı özellikle yürütmeye karşı bağımsızlığını koruyarak maddi gerçeklikleri araştıra bilmiş olsaydı ülkemizde bu kadar çok aydınlatılmamış siyasi cinayet olmazdı.
"Bu siyasi cinayetin tüm yönleriyle araştırılmasını sağlamak için hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Hukuk mücadelemizi Türkiye’de başka siyasi cinayetler işlenmemesi için yürütmek zorundayız. Mahkemenin de Türkiye’nin aydınlık yarınları için bu karanlığın üzerine için bir kibrit çöpü yakmasını ve adım atmasını bekliyoruz."
(RT)