18. Fransa-İspanya Ortak Zirvesi'nin sonunda dün bir açıklama yapan Chirac, "hukuk devleti ve güvenliğin sağlanması aşamasının henüz tamamlanmadığını" söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı, durumun normale dönmesinin kendisi için önemli olduğunu ifade etti.
27 Ekim'de başlayan ve bugüne kadar yaklaşık 6 bin aracın ateşe verilmesi ve 173 kişinin tutuklanmasına yol açan Fransa'da olaylar, azalarak da olsa devam ediyor.
12 bin polis ve jandarma görev yapıyor
Le Monde sitesine göre, 15. gecesinde olaylar, Fransa genelinde, 463 aracın yakılmasına ve 168 kişinin de gözaltına alınmasında yol açtı. Dördü Lyon kentinde olmak üzere toplam yedi polis yaralandı. Bu rakamlar, hafif de olsa, 482 aracın ateşe verildiği ve 203 kişinin gözaltına alındığı bir önceki geceye göre azalmaya işaret ediyor.
Kentlerde şiddetin kontrol altında tutulduğunu açıklayan yetkililer, buna karşın Paris banliyölerinde dün gece yakılan araç sayısının 89'a çıktığını, bu rakamın bir önceki gece için 79 olduğunu bildirdiler.
Olayları hafta sonu da kontrol altında tutabilmek için güvenlik kuvvetleri, önlemlerini artırıyor. Emniyet Genel Müdürü Michel Gaudin, 12 bin polis ve jandarmadan oluşan yoğun güvenlik önlemlerinin hafta sonu için de yürürlükte olacağını bildirdi.
Fransa'nın beş bölgesindeki kimi yerleşimlerde, gençler ve gece için ilan edilen sokağa çıkma yasağı eski Bakanlardan Jean-Pierre Chevènement'ın Belediye Başkanlığını yaptığı Belfort'ta da, bugünden (11 Kasım Cuma) salı gününe kadar 16 yaşından küçüklere uygulanmak üzere, ilan edildi.
Sokak yasağı ve "çifte ceza" tepki çekiyor
Fransız komünist Partisi'ne (PCF) bağlı Saint-Denis Belediye Başkanı Didier Paillard'ın çağrısıyla bir araya gelen 200 kişi, bir eylemle sokağa çıkma yasağına başvurulmasına tepki gösterdi.
"Şiddet ve olağanüstü yasalara hayır. Genç ve yetişkinler, eşitlik, adalet ve saygı istiyoruz. Saint-Denis'de birlik" yazılı afişlerin önünde yürüyen Belediye Başkanı Paillard, "önlemler şok edici ve kabul edilmez" dedi.
Paillard, İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy'nın göçmen mahallelerde hakaret olarak algılanan göçmen gençlerle ilgili sözlerini "ayıp ve kışkırtıcı" bulduğunu açıkladı.
Saint-Denis Belediye Başkanlığı ise, 3 Kasım'dan bu yana, 44 aracın ateşe verildiğini, bir alış veriş merkezinin camlarının kırıldığını ancak kamu ve özel mala zarar verilmediğini bildirdi.
Ayrıca, İçişleri Bakanı Sarkozy'nın, oturma iznine sahip olsalar dahi olayların karışan yabancı gençlerin sınırdışı edileceğine dair açıklaması Sosyalist Partisi (PS), Yeşiller Partisi (Verts) milletvekillerinin tepkisine yol açtı.
Tepkilerde, sınır dışı uygulamasının, yakalanarak cezalandırılan gençlere "ikinci bir ceza" verilmesi anlamına geleceği ifade edildi.
Yeşiller milletvekili Noël Mamère, "Sarkozy, artık polis devletine tabi olduğumuzu teyit etti" derken, sağcı Fransa Hareketi (MPF) Genel Başkanı Philippe de Villiers, Sarkozy'den çifte cezadan dönmesini istedi.
Barolar Birliği (CNB) ise, İnsan Hakları Komisyonu'nun başkanı Didier Liger, olaylara karışan gençlerin sınır dışı edilemeyeceğini, Sarkozy'nin sözlerinin hukuken somut hiçbir gerçeğe işaret etmediğini açıkladı.
Ayrıca, 155 derneği bir araya getiren Banliyölere Saygı Kolektifi'nin (Banlieues Respects) çağrısıyla, bugün Eiffel Kulesi'nden başlayacak bir yürüyüş düzenliyor.
Sekiz polis dayaktan açığa alındı
İçişleri Bakanı Sarkozy, 7 Kasım'da Seine-Saint-Denis'de gözaltına aldıkları bir gence "yasadışı şiddet" uygulayan sekiz polis memurunu açığa aldı.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün talebiyle açılan idari soruşturma, iki memurun gözaltındaki genci darp ettikleri, diğer altısının da buna tanıklık ettiklerini" ortaya koyuyor. Olay, Savcılığa da intikal etti.
İki hafta önce Paris'e bağlı bir banliyöde çıkan, kısa sürede de diğer kentlere sıçrayan olaylarda, bir kişi öldü, 2 bine yakın kişi gözaltına alındı; 173 kişi cezaevine gönderildi. Fransa'daki şiddet, Belçika'nın Anderlech, Gent gibi kentleri ve Almanya'da da görüldü. (EÖ)