İTO Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, hükümetin yaptığı yasal düzenlemelerle halkın sağlıklı yaşam hakkını piyasanın insafına terk ederken cezaevlerindeki tutuklularında bu uygulamalardan nasibini aldığını bildirdi.
İTO, 19 Aralık 2000 tarihinde yapılan "hayata dönüş operasyonu" üzerinden 4.5 yıl geçmesine karşın bu süre zarfında onlarca kişinin yaşamak yerine ölmeyi tercih ettiğini ve tutuklu yakınlarının başvurularının F Tipi cezaevlerindeki sağlık koşullarının tutuklu ve hükümlülerin sağlık koşullarını tehdit eder duruma geldiğini gösterdiğini söyledi.
"Tutukluların fizik ve sosyal olarak 'tecrit' edilerek yaşamaya mahkum edilmesinin yanı sıra tutuldu yakınlarının giderek artan şikayetlerinden anlaşıldığına göre tutuldular kasıtlı olarak ölüme terk edilmektedir. Son derece ciddi sağlık sorunları olmasına rağmen tutukluların tedavi olmaları engellenmekte, ilgili hastanelere şevkleri hastalıklarının son evrelerinde yapılmakta, hücrelerinde ilaçlarının kullanılmasına bile izin verilmemektedir."
İTO,tutuklu yakınlarının, cezaevi idarelerinin sağlık hakkı konusundaki baskıcı tutumlarını önlemek için Türk Tabipleri Birliği'nin gözetiminde bağımsız hekim grubu tararından cezaevlerindeki sağlık hizmetlerinin denetimi yönündeki taleplerini dikkate alarak Adalet Bakanlığı'na yaptıkları başvurunun "ilgili birimlerde sağlık hizmeti verilmektedir" denilerek reddedildiğini söyledi.
Medya yaşananlar karşısında sessiz
"Cezaevlerinde yaşananlar konusunda yazılı ve görsel iletişim araçlarının suskunluğu ise ayrıca dikkate değer bir konu olarak göze çarpmaktadır" diyen İTO şöyle devam etti:
"Neredeyse hiçbir hakkı olmayan tutukluların ve yakınlarının F Tipi Cezaevlerinde maruz kaldıkları baskı ve aşağılanmanın kabul edilebilir ve gizlenebilir bir tarafı kalmamıştır. Bu sorunu toplum vicdanından kaçırılmasının sadece acımasız bir siyasal rejim yaratılmasına neden olacağı, ülkemizin demokratikleştirilmesine hiçbir katla sağlamayacağı açıktır."(KÖ)