*Fotoğraf: Sosyal Hukuk / Twitter
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Av. Şerafettin Can Atalay'ın tahliye edilmesi talebiyle yapılan eylemler sürüyor.
Can Atalay'ın ailesi ve arkadaşları, bugün (6 Temmuz) Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde bir araya geldi, Atalay için özgürlük çağrısı yaptı. Eyleme, Can Atalay'ın babası Mustafa Atalay ile annesi Şükran Atalay'ın yanı sıra Atalay'ın başta meslektaşları olmak üzere arkadaşları da katıldı.
"Can'ın arkadaşları" adına açıklamayı okuyan Av. Bilge Hilal Bilgin, "Seçilmesinin üzerinden bugün itibariyle 53 gün geçmiş olmasına karşın Can Atalay'ın halen daha salıverilmemiş olması hukukun, Anayasa'nın ihlalidir. Bu hukuk dışı, keyfi uygulama suretiyle de hakkı ihlal edilen yalnızca Can Atalay değil, onu seçen millettir, üyesi olduğu TBMM'dir" dedi.
"Yargıyı görevini yapmaya davet ediyoruz"
Av. Bilgin, Can Atalay'ın halen tahliye edilmesinin en başta yargı kurumlarına zarar verdiğini ve "onarılması çok güç itibar kayıplarına" neden olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Bizler, Can'ın arkadaşları olarak, hepimizi, milletin her bir ferdini, başta Meclis ve yargı olmak üzere her kurumunu çok büyük ve derin bir uçuruma sürükleyen, toplumsal barışı, adalet ve vicdan duygusunu yaralayan bu duruma derhal son verilmesi için yetkili yargı mercilerini görevini yapmaya davet ediyoruz.
Toplumda yargı kurumunun, özellikle siyasi davalarda adalet dağıtmaktan daha çok, korku salan, cezalandıran, herkesin çekindiği, güvenmediği bir kuruma dönüştüğü izleniminin hiç olmadığı kadar yüksek olduğunu hepimiz üzülerek izliyoruz."
"Adalet istiyoruz"
Can Atalay'ın serbest kalmasının hukukun, Anayasa'nın ve adaletin gereği olduğunu vurgulayan Av. Bilgin, başta TBMM olmak üzere siyasi partilere, Türkiye Barolar Birliği'ne, insan hakları örgütleri ve diğer sivil toplum kuruluşlarına ses çıkarma çağrısında bulundu.
Av. Bilgin, "Halkın iradesine saygı istiyoruz. Adalet ve özgürlük istiyoruz" dedi.
Av. Taşçı: 14. maddeyi ihlal eden siyasi iktidardır
Can Atalay'ın avukatlarından Akçay Taşçı ise Anayasa'nın 83. maddesine atıf yaparak şunları söyledi:
"83. madde hala oradaysa Can Atalay serbest bırakılmak zorundadır. Bir atıf daha yapılıyor başka cenahlar tarafından, özellikle de iktidarın çiçeği burnunda Adalet Bakanı [Yılmaz Tunç] ilk defa gündeme getirdi.
Anayasa'nın 83. maddesinin bir istisnası var, 14. madde. O da hakların kötüye kullanılması başlıklı bir madde. Çok net bir şekilde altını çizerek söyleyelim: Anayasa'nın 14. maddesini bugün ihlal eden siyasi iktidardır.
Haklarını kötüye kullanan, yargı üzerinde baskı kullanarak muhalifleri cezaevinde tutmaya çalışan, yani demokratik, laik hukuk devletini kendi çıkarları için kötüye kullanan siyasi iktidardır, muhalifler değildir. Anayasa'nın 14. maddesi şu anda bizi koruyacak bir maddedir, siyasi iktidarı değil."
Can Atalay'ın, 6 Şubat depremlerinde büyük yıkıma uğrayan Hatay'dan, doğrudan deprem suçlarıyla mücadele vaadiyle milletvekili seçildiğini belirten Av. Taşçı, "Şerafettin Can Atalay, bir an evvel tahliye edilmelidir. Bunun yanında tüm siyasi ve Gezi tutsakları bir an evvel tahliye edilmelidir. Türkiye normal bir demokrasiye, asgari bir hukuk devletine geri dönmelidir" dedi.
Ne olmuştu?
Gezi Davası'nda yargılanan Avukat Can Atalay'a, "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçlamasıyla 25 Nisan 2022'de 18 yıl hapis cezası verildi, İstinaf Mahkemesi'nin 28 Aralık 2022 tarihinde verilen mahkûmiyet kararını onamasından sonra karar temyiz edildiğinden dava dosyası Yargıtay'a gönderildi.
Av. Can Atalay, 14 Mayıs seçiminde 75 bin 720 oyla TİP Hatay Milletvekili seçildi.
25 Mayıs'ta mazbatası avukatı tarafından alınan Av. Can Atalay için aynı gün UYAP üzerinden ve 26 Mayıs'ta doğrudan Yargıtay'a tahliye başvurusunda bulunuldu.
"Meclis'in kararı olmadıkça tutuklanamaz"
Atalay'ın avukatları, TBMM tarafından milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması kararı verilmeden yargılamaya devam edilemeyeceğini belirterek, Yargıtay'dan yargılama bakımından durma kararı verilmesini ve Atalay'ın tahliye edilmesini talep etti.
Tahliye talebi dilekçesinde avukatlar, Anayasa'nın 14'üncü (Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması), 67'nci (Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları) ve 83'üncü (Yasama dokunulmazlığı) maddelerine atıfta bulundu.
83'üncü maddedeki "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis'in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz" ibaresine vurgu yapan avukatlar, Atalay'ın durumunun, dokunulmazlık konusunda belirleyici olan Madde 14'e de aykırı olmadığını savundu.
AYM'nin emsal kararları var
Dilekçede ayrıca, Leyla Güven ve Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında verilen Anayasa Mahkemesi kararlarına dikkat çekildi.
Atalay'ın avukatları, emsal nitelikteki bu kararların yasama, yürütme ve yargı organları, idare makamları, gerçek ve tüzel kişiler açısından 'bağlayıcı ve yol gösterici' olduğunu belirtti.
Can Atalay'ın yargılama boyunca kaçma olasılıkları bulunmadığını ve tüm duruşmalarda diğer sanıklarla beraber hazır olduğunu hatırlatan avukatlar, Atalay'ın milletvekili seçildikten sonra da hiçbir şekilde kaçma, delilleri karartma ve benzeri riskleri sürdürmesi hali olmadığını da vurguladı.
"Esir tutulduğu için yemin edemiyor"
2 Haziran'da TBMM'deki 28. Dönem yemin töreni öncesi Atalay'ın ailesi ve yoldaşları, #CanAtalayaÖzgürlük etiketiyle sosyal medya kampanyası yaptı.
Aynı gün TİP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, TİP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ve Av. Bülent Akbay tarafından Can Atalay'ın TBMM'ye kaydı yapıldı.
TİP İstanbul Milletvekili Kadıgil, yemin töreninde Atalay'ın ismi okunduğunda "Silivri'de esir tutulduğu için şu anda yemin edemiyor" diye yanıt verdi.
Atalay, 21 Haziran'da TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna asil üye olarak seçildi.
(VC)